dinlerin kitaplarının ve mantıklarının insan zihninin düşünebileceği seviyede olduğunu farketmeyle gerçekleşen durumdur.
yani bir tanrı düşünün ki insanlığa bir din ve kitap yollasın ancak kitaptaki ceza sistemi bir insanın düşünebileceği ve bir insanın başka bir insana çektirebileceği acılar üzerine kurulmuş bir sistem olsun. (bkz: recm) (bkz: celd) (bkz: nur suresi 2 ayet)
ve yine bir tanrı düşünün ki insanlığa bir din ve kitap yollasın ancak kadına değer verdiklerini ileri sürerken erkeği üstün görsün ve ayetlerindeki hitapları dahi erkeğe yönelik olsun. kaldı ki bahsi geçen dinlerin ataerkil toplumlardan çıktığı da gözardı edilmemelidir.
(bkz: nisa suresi 176 ıncı ayet)
(bkz: bakara suresi 228 inci ayet)
"allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü allah yücedir, büyüktür"(nisa/4/34)
kısaca kendisinden ve insanlıktan daha zeki bir yaratıcının* varlığına inanan kişilerin durumudur. benim deist olma hikayemin küçük bir parçası da budur.
