biraz zordur. siz bu islamcı yobazlara bakmayın efendim, bunlarda bırakın türkiye gibi 80 milyonluk ülkeyi yönetmeyi, 5 haneli köyü yönetecek kadar beceri, zeka yoktur. daha hala osmanlı diyorlar, tanzimat diyorlar. ulan 3. selim olmasa, 2. mahmud olmasa, tanzimat olmasa, osmanlı 20. yy'a kadar dayanabilir miydi sanıyorsun sen zırcahil? bir osmanlı fetişizmidir gidiyor. halbuki 19. yy osmanlısında yaşasa, etmediği küfür kalmazdı padişaha. bilmeden konuşuyorlar anca.
osmanlı devleti teokratik bir devlet değildir. sultanın otoritesinin üzerinde bir dini otorite falan da yoktur, olmamıştır. din, osmanlıda sadece bir meşruiyet aracı olarak kullanılmıştır. yani bizim, öyle zannedildiği gibi çok düzgün işeyen bir şeriat sistemimiz olmadı geçmişte.
zaten şeriat dediğiniz, öyle bu döneme uygulanabilecek bir şey de değil ki. üretimin tarıma dayalı olduğu bir toplumda hırsızın elini kesin demek kolay. hadi sıkıyorsa onu internet dolandırıcılığına da uygulasana? nasıl uygulayacaksın? hadi sıkıyorsa faize tamamen kapalı bir ekonomi inşa et. buyur?
erbakan döneminde de çokça zikrediliyordu bu. faiz alınmayacakmış falan. ne oldu peki? faizin adını değiştirdiler, oran aynı kaldı. devlet çatır çutur faiz yemeye, yedirmeye devam etti. tıpkı şimdiki "islami" bankaların "kar payı" olayı gibi. değiştiremezsin çünkü bunu.
kuranın indiği dönemdeki arap toplumunda ve genel olarak dünyada, ekonomik büyüme oldukça kısıtlıydı. yok denecek düzeydeydi. ekiyorsun, biçiyorsun. hepsi bu. o halde bir insana para verdiğinde, karşılığında faiz almak basbayağı alçaklık. çünkü kendin zenginleşirken, o adamı fakirleştiriyorsun. yani birisi kazanıyor, diğeri kaybediyor. hem de durduk yere.
şimdi öyle değil ki. dünya ekonomisi hızla büyüyor. http://www.economist.com/images/20000923/csu895.gif bakın ilgili grafikte kişi başı düşen gayri safi milli hasıla gösteriliyor. gördüğünüz gibi, 1800lere kadar öyle çok da büyük bir zenginleşme yok. ama sonrasında çok büyük bir patlama oluyor.
peki bu yeni durumda ne oluyor? şu oluyor. sen birisine 1000 lira para verdiğinde, bir sene sonra o 1000 lira daha kıymetsiz oluyor. çünkü ekonomi büyümüş, paran değerini kaybetmiş. ayrıca daha büyük yatırımlar yaparak daha fazla zenginleşme şansını yitirmişsin. böyle bir şey adil mi? elbette değil. o halde sen de paranı vermek istemezsin.
ama diyelim ki bir arkadaşın bir iş kurmak istiyor. acil paraya ihtiyacı var. senin de kenarında boş boş duran 100 bin liran var diyelim. arkadaşın biliyor ki o yüz bin lirayı bir senede iki yüz bin liraya çevirebilir. sen de diyorsun ki, 100 bin liram kenarda duracağına, sana vereyim. sene sonuna kadar 110 bin lira olarak bana geri öde bunu. şimdi böyle bir durumda her ikiniz de kazançlısınız. yani birisinin para kazanıp diğerinin kaybetmesi durumu yok. ama faiz olmazsa, ne sen o parayı o kişiye verirsin. ne de o kişi o parayı temin edebilir. kim kazandı? hiç kimse. kim kaybetti? herkes. çünkü bu üretim yapılacaktı ve yapılamadı. para dönmedi, ekonomi büyümedi. neticede herkes zararlı çıktı.
türkiyede şeriat isteyenler çok çok azınlıkta. onların da bir kısmı nasıl bir şeriat istediğini bile bilmiyor. fazla dikkate almayın onları. osmanlı döneminden bu yana hep aynı argümanları savunuyorlar. dünyanın düz olduğunu sanıyorlar. gelişimi, değişimi göremiyorlar. istiyorlar ki bizler de onlar gibi cahil ve aptal olalım. bizler de koyun gibi uysal olalım. ama bilmiyorlar ki insanlar her zaman primitif olandan kompleks ve gelişmiş olana yönelir. bu doğanın da kanunudur. o yüzden ya kendileri bu yeni çağa ayak uyduracaklar, ya da yavaş yavaş yok olacaklar. bunun başka yolu yok.