tablet dağıtarak eğitimi "modernleştirme" hareketi. ulan bu yobaz kesimin beyni o kadar kıt çalışıyor ki, duyduğu her kavramı bir obje ile özetliyor. başka türlüsünü kafası almıyor çünkü. modernizm mi? modernizm tablet demek, laptop demek, atom bombası demek, jet uçağı demek bunlara göre.
5 yaşındaki bebenin eline tableti verince bir sik olacak sanıyorlar. ne olacağını söyleyeyim. o bebe, 7 yaşında saçma salak bilgisayar (tablet, ayfon vs her ne haltsa) oyunlarına dadanacak. 8-9 yaşında abidik gubidik videolar çekip youtube'a koyacak. 11 yaşında facebooktaki profilini "hayat üniversitesi mezunu" olarak değiştirecek. durum iletisine "mevlana ne olursan ol gel demiş. ben mevlana değilim. adam ol gel" yazacak. sen de kendini tatmin edeceksin "vay amuğağoyyim ne kadar moderen bir eğitimimiz oldu" diye.
eğitime yatırım yapacaksan, modern eğitim istiyorsan yapacağın üç önemli yatırım var.
1- binaya yatırım.
sene olmuş 2015, daha hala sovyet mimarisi esintileri içeren, sabun kalıbı gibi binalarda ders işliyor çocuklar. onlar da şanslı olanları. pek çok öğrenci, derme çatma okullarda eğitim almaya çalışıyor. beton zeminde futbol oynamaya çalışıyorlar, spor yapıyorlar. spor kompleksleri yok çünkü. atölyeler yok, çocuğun yaratıcılığını geliştirebileceği kompleksler yok. pek çok okulda yeşillik yok, peyzaj yok. sisin dumanın içinde okul okuyor çocuklar.
2- eğitmene, öğretmene yatırım.
ulan senin daha okulda ders anlatacak sağlıklı öğretmenlerin yok bir kere. çoğu, kendi döneminin şartlarıyla kafayı bozmuş, kafasında bir metot belirleyip kırk yıl boyunca onu körü körüne uygulamaya çalışan, insan psikolojisinden, çocuk psikolojisinden bir sikim anlamayan hocaların var. fen lisesinde, biyoloji dersinde evrim teorisi anlatmayı reddedip onun yerine peygamberin hayatını anlatmaya kalkışan öğretmenlerin var. bacak kadar çocuğu bir hareketi yapamadı diye azarlayan, fiziksel olarak şiddet uygulayan, onu yapamazsa psikolojik şiddet uygulayan beden eğitimi öğretmenlerin var. tabi ki işini layığıyla yapanları tenzih ederim, ama hepiniz biliyorsunuz ki devlet okulları bu psikopatlarla dolu.
bu öğretmenlerin ve özellikle de öğretmen adaylarının, iyi bir eğitimden geçirilmeleri gerekiyor. öğretmenlerin çalışma koşullarında düzenlemeler yapılmalı. ayrıca yüz binlerce öğretmenlik mezunu verip, sonra onların pek azını (o da alakasız sınavlarla ve torpille) işe almak da mantıksız. öğretmenlik okuyanların içerisinden sadece ve sadece öğrenciyle iyi diyalog kurabilen, onun psikolojisinden anlayan, onun düzeyine inebilen ve alanına hakim olan, kişiliği dolayısıyla bu işe yatkın olanlar öğretmen olabilmeli. bu insanlar, öğrencilere 5 şık arasından doğru olan şıkkı işaretlemeyi değil, kendi doğrularını, kendi ilgi alanlarını keşfetmeyi öğretmeli.
3- öğrenciye yatırım
e tabi öğrenci yoksa, eğitim de yoktur. en önemli halka da bu aslında. yoksul bir çocuk, aile içi problemleri olan bir çocuk okul derslerine ne kadar odaklanabilir? ne kadar doğru bir şekilde eğitilebilir? her şeyden önce, devlet okullarında öğrenciler arasındaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması sağlanmalı. mesela finlandiyada, devlet okullarında (zaten bildiğim kadarıyla özel okul yok) çocuklara meyve, süt gibi yiyecekler haricinde bir şey verilmiyor. yemekler, hep birlikte yeniliyor. sıkı bir şekilde teftiş ediliyor yemekhaneler. ufak bir çocuğun sağlıklı gelişimi için en önemli meselelerden birisi, beslenme. durumu sıkıntılı olan ailelerin çocuklarına yemek bursları sağlanabilir rahatlıkla.
ayrıca okul öncesi eğitim, en az okul çağındaki eğitim kadar önemli. bu dönemde çocukların zekası gelişmekte. fiziksel gelişimlerinin en yoğun olduğu dönem de bu dönem. bu yüzden ailenin eğitilmesi gerekiyor. yardım ve destek alabilecekleri kurumların oluşturulması, personelin sağlanması gerekiyor.
haa, ama tüm bunların yerine çocukların eline tablet verip her şeyi halledebilirsiniz tabi. neticede tablet demek, teknoloji demek. teknoloji demek, modernizm demek.