Genellikle öylesine yaşarız. Belki de hayatin en zevkli kısmı budur. Dusunmemektir belki de esas nimet.
Bazı zamanlar umarız. Kazanmayi, elde etmeyi, elde tutmayı, iyiye ulaşmayı umarız. Bu yüzden bence korkunun karşıtı korkusuzluk değil umuttur.
Ve çoğu zaman da korkariz. Kaybetmekten. En önemlileri saymiyorum. Onlar insani uzuyor. Ama ornek verecek olursam öyle zenginler vardır ki fakir kalmaktan korkan.
Ama korku daha aşağıdan daha derinden gelen bir sestir. Çoğunlukla adini da koymayiz. O sadece fısıldar arka plandan.
Kazandim kaybettim Vazgeçtim sıktır ettim umursamadim derken en son raddeye hazırlanır herkes yavaş yavaş ve bilmeden. Ve bu biliş öyle bir biliş ki, bilmeden.