bu kişinin en büyük eksikliği, tc denen yapının devlet memurlarının halka hükmetmesi ve avanta yiyebilmesi amacıyla kurulup yapılandırılmış olması gerçeğini ciddiye almamış olmasıdır.
nitekim o yıllarda bürokrasinin meşgalesi (uçakçılık konusunda) kayserideki uyduruk devlet farbikasında o yıllarda artık teknolojisi çok geride kalmış bulunan bazı ingiliz uçaklarının komple montajı yoluyla devamlı olarak ingiltereden parça ithal edilip aradan avanta alınması işiydi.
(ki bazı safların öve öve bitiremediği 1930'lar ülkenin en derin biçimde yolsuzluğa-rüşvetçiliğe batmış dönemidir, araştıran kolayca görecektir)
nuri demirağ burada "çıkıntı"lık yapıyor, zamanın en ileri teknolojisiyle uçak dizayn ediyor, motor dışındaki her parçayı yerli olarak imal ediyor (ilk seride bir siemens-halske motoru kullanıyor, ki aynı uçağa gerektiğinde continental veya gnome motoru da konabilecektir, yani üretim sorunsuzdur)
ana alıcı durumundaki thk istemeyerek te olsa ilk siparişleri vermek zorunda kalıyor ama tüm testlere rağmen bir de eskişehirde deneme istiyor.
eskişehirde hazırlanan iniş yerine (hayvanlar giremesin diye?) hendekler kazılıyor, test uçuşunu yapan demirağın başmühendisi hendeği görmeyerek oraya dalıyor, ve hem kendisi hem de uçak mevta oluyor.
konu tamamen teknik dışı bir kaza olmasına karşın, thk alımdan vazgeçiyor, mahkeme de thk yönünde karar veriyor (köpek köpeği ısırmaz diye bir atasözü vardır ya), ve sonuçta siparişler iptal ediliyor.
üstelik bir de uçağın yurtdışına satışını yasaklatıyor (artık şerefsiz memur nasıl bir sözleşme düzenlediyde) ve demirağın çanına ot tıkanıyor.
bu amaçla kurulan yeşilköydeki (şimdiki atatürk havalimanı) tesislere el konuyor, ölü eşek parasına değer biçilip zaten çoğu da vergiye neyin mahsup ediliyor ve bu "büyük sorun" böylece çözüme kavuşturuluyor.
sonrası keka, hükümete yakın işadamları (ve tabii ki üst bürokrasi) artık uçakları abd'den almaya başlıyor ve "kutsal çark" tekrar tıkır tıkır işlemeye devam ediyor.
haa, kayserideki devletin uçak fabrikası ve orman çiftliğindeki bunun ek tesisleri mi?
bunlar zaten hiçbir zaman düzgün üretim yapamamış ve devamlı zarar eden "arpalık"lardır, münasip bir zamanda tesisler mke'ye devredilip o pürüz de temizleniyor. (hani günün birinde birkaç temiz devlet memuru bunları da adam etmeye çalışabilir, noolur-noolmaz)
