farklı bir kokusu vardı. bazen üzerinde simli gibi koyu renk boyalar olurdu. en büyük zevkim üzerine * tükenmez kalemle yazılar yazıp resimler çizip sonra havasını söndürdüğüm balonumun üstündeki minyatür yazılarımı yeniden okumaktı. son nefese kadar şişirilip ansızın bırakılan balon ise her yaştan oynayıcının ilgisini çekmiştir,
kaldı ki bu hareket çizgi filmlere destan olup çıkmıştır.
havada amaçsız ve adressiz uçan şaşkın balon, utanmadan bir de karın ağrısına sebep mizahi sesler yayıverirdi.
balonla ilgili herkesin sevmediği tek atraksiyon, ücüncü şahısların elinde tuttuğu balonun ağzını iki yana açmak suretiyle, * okuyan herkesin bir kez daha kulaklarını çınlatan * , olayın öznesi * okuyan kişi ise, çevreye verilen rahatsızlıktan, ve size bakan kısık gözler çatık kaşlardan dolayı anlatılmaz sadisce zevkler alınan bu balondan ses çıkarma fiiliydi.
uçan versiyonlarına küçük yaşta anlam yüklenemezdi.
açık havada elden uçup giden balonun verdiği derin keder bi tarafa, o uzaklaştıkça beyinde yankıları artan '' ben sana demedim miydi sıkı tut bırakma diye şimdi ebenin s.kiyle oyna'' diyen benzeri anne naraları, üzülmek yetmiyomuş gibi kocaman karanlıklarla kaplardı insanın içini. uçup giden balonun ipine tutunmak ve o mutsuz ortamdan çıkıp çizgi film diyarlarına düşmek isterdi bünye. *
sonradan tavşanlı deniz toplu versiyonları çıktı, piyasalara düştü, akıllara zarar.