beşiktaş'ta oturup çay içmeyi, oradan ortaköy'e yürümeyi, çamlıca'dan şehri izlemeyi, çengelköydeki çınaraltını, üsküdar'dan vapurla eminönü'ye geçmeyi, vapurda kız kulesini izlemeyi, üsküdar'dan beykoz'a giden otobüs trafikte takılınca başı cama dayayıp denizi seyretmeyi, salacak'ta yürümeyi, galata köprüsünü, kargaşayı, insana yalnızlığını unutturan kalabalığı, koşuşturmayı her şeyi işte. ama şu sıralar maddi durumlar gitmeye imkan vermiyor maalesef.