ortam iyi. içerisi sıcak. güzel insanlar falan da abi ben bu beykentlilere kafayı taktım. kolejliydi abi onlar kesin. üniversiteli tip bu kadar andaval olamaz. köpekle böğürerek anlaşmaya çalışılır mı? şahsen canımı sıktılar, insanlığımdan utandım. bir ara çıkıyorduk. neyse ki çocukluklarına verdik.
içeri girdik. çalışanlar ve konuklar güzel insanlar. zaten balyancho içimizden geçeni okudu ki "abi burada çalışılır." dedi, yapıştırdı tespiti. kafeteryada yanılmıyorsam 2-3 saat bekledikten sonra, "başlarız lan biz böyle işe, diyerek" sesimizi yükselttik. yüzü güzel fakat hayatın büyük darbelerine maruz kalmış pınar hanım; "ıma niden buyle yapiyirsiniz?". dedikten sonra bizi stüdyoya almak zorunda kaldı. fakat bizim gibi fidan boylu, iri yapılı centilmenler varken pınar hanım neden hemen juniorla konuşmaya başladı tam anlamadım. protestomuz işe yaramıştı diye zannediyorduk ki, aslında hiçbir işe yaramamış olduğunu fark ettik. adamlar üşenmemiş üç tane ayrı ayrı orkestra tutmuşlar. hepsini ayrı ayrı çek iyorlar. tabi olay bant kayıt olduğu için hiç acele etmiyorlar. stüdyoda da bir saat sound check olayını bekledik.
program kanımca eğlenceliydi. şahsen ben ve ekip arkadaşlarım iyi güldük, eğlendik. ama huysuz virjin şöyle etrafı süzdükten sonra o tombul kişiyi değil de iki yanındaki nortwichi çağırsaydı durumun daha heyecanlı bir hal alacağına eminim.
şimdi yılbaşı gecesi dışarı çıkma, şuraya mı gitsek buraya mı gitsek? gibi abuk subuk bir derdimiz kalmadı. kurulurum evime. açarım içkimi, inceden tombala, sonra sözlüğün fedaileriyle konuk olduğum programı da açtım mı ohhh!!! ***