Bir "Charles Bukowski" öyküsüdür.
"....Votka bardagini bir dikiste içip bir sigara yaktim. Sonra son kez battaniyeyi elime alip kestim! Kestim, kestim ve kestim, nerden kesildigi belli olmayacak kadar küçük parçalara kestim onu... parçalari bulasik kabina koyduktan sonra, kabi pencerenin yanina yerlestirdim ve dumani üflemesi için vantilatörü çalistirdim. Kap alev alirken ben mutfaga gidip bir votka daha koydum. Geri döndügümde kirmizi ve iyi yaniyordu, eski Boston cadilari gibi, herhengi bir Hirosima gibi, herhangi bir ask gibi, bütün asklar içinden bir ask gibi, ve kendimi hiç iyi hissetmedim, hiç. Ikinci bardagi içtim ve neredeyse hiçbir sey hissetmedim. Bir tane daha koymak için mutfaga gittim, biçagi yanimda götürmüstüm. Biçagi lavaboya firlatip sisenin kapagini açtim. Lavabodaki biçaga baktim tekrar. Yan tarafinda belirgin bir kan izi vardi. Ellerime baktim. Elimde kesik olup olmadigini kontrol ettim. Isa'nin elleri gibi harikulade ellerdi. Ellerime baktim. Kesik yoktu. Çizik yoktu. Çentik bile yoktu. Gözyaslarimin yanaklarimdan süzüldügünü hissettim, bacaklari olmayan, agir ve anlamsiz seyler gibi sürünerek. Deliydim ben. Gerçekten delirmis olmaliyim....."