kör baykuş

entry44 galeri
    21.
  1. takriben otuz beş senedir okur, okur, okurum. devirdiğim veya beni deviren anladığım, anlamadığım, anlamış gibi yapıp üzerine allamelik tasladığım, sevmeyip bıraktığım, üzerine yeni bir hayat idame etmeyi arzulayıp , hüsran ile gerisin geri döndüğüm kitaplar vardır. hepsi benim geçmişimden bir parçadır, sümüklüböceğin ardında bıraktığı izler gibi benim kopmak istediğim bazen de istemediğim, reddettiğim, kah güldüğüm, kah burnumda tüttürdüğüm geçmişimle aramda bir bağ oluştururlar.

    ben, çok dil cambazı okudum, kimisi gerçek birer dehadır, çoğunun insani yanına kıymet vermesem de kabiliyetleri, içimi buruklaştırır. asla yazamayacağım metinlerin acısıyla, cevheri ışıldayan cümleleri okurum. bilirim ki her yazar hayatında büyük bir roman yazmak ister, belki tüm sanatçılarının ömrünün hasılası, aslında bir tek eseri vermek için geçirilen zamanın meyvesidir.

    ben çok okudum ve hala okuyorum. uzun süredir biliyordum ki okuyucu da aslında bir tek kitabı okumak için gözlerini on binlerce sayfanın karşısında tüketmiştir. bir maden aramaktadır. hayır, hayatını tanzim edecek, ideolojik veya dinsel vaazlarla, kendisini kesin inançlılardan bir mürid haline getirecek o sekter kitaplardan bahsetmiyorum. öyle bir kitap olmalıdır ki bu, daha ilk cümlelerini okuduğu vakit beyninden bir sıvı, hayır bir ifrit ya da bir ecinni peyda olup, işte bu demeli, senin uğruna binlerce kitap okuduğun , kitap bu.

    ben kör baykuş'u okurken hastaydım, mutsuzdum, aşıktım, aşık olduğum kişi ve bana da aşık olan kişi artık bana aşık değilmişti, beni sevmiyordu, beni tanımıyordu, söylediklerimi hatırlamıyordu, o eski o değildi ve bu yüzden onun gözünde ben, eski yerime oturamıyordum. aradan çok zamanlar geçmiş, ben iyi bir insan olmak için kendimi o olmak, onlaşmaya adamayı arzulamıştım, sonra o, bir gece canlı bir cenaze gibi geri dönmüştü, benim yeminlerim, vaadlerim, fedaya matuf arzularım ve o arzularımı name gibi dizişim, kendimi yerlere serişim, birşey ifade etmemişti. bir hoşçakal ile herşey uçup gitmişti. ben o günlerde kör baykuş okuyordum, ümitsiz, hasta ve mutsuzdum ve romanı bitirmeden artık, iyi bir insan olmak için sebebim kalmamıştı.

    kör baykuş, büyük bir roman, kör baykuş, yağlı bir kurşun. insanı halden hale sokan efsunlu bir metin. bir kitap okudum, hayatım değişti kabilinden zevzeklikler köy baykuş için söylenemez. bu kitap, bir şeyi değiştirmiyor, bir şeyi yıkıp, yerine herhangi bir şey de ikame etmiyor. kitabın, yegane kahramanıyla, özdeşleşebilme,empati yapabilmek mevzu bahis değil. hiç bir metin böylesine hastalıklı düzeyde karanlık,karamsar,kara, iblise adını değiştirtecek kadar ümitsiz olamaz.

    sanatseverlerin objektif olması beklenmemeli, her yazının kendisine has bir alıcısı vardır. ama kör baykuş, ben daha iyisine rastlayana kadar, ömrümle kayıtlı okuma serüvenimin ilk otuz beş senelik devresinde en üst sıraya oturdu. hem de koca bir taş gibi.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük