kesinlikle ve kesinlikle galatasaray'ın başına getirilmesindeki asıl amaç 2 sene boyunca takımı mükemmel idare edip hem ligde hem de avrupa'da başarıdan başarıya koşması, dünyanın dizlerini titretmesi, gelene gidene hem sahada hem salonda ayar vermesi değildir, düşüncesi bile ilginç. bu bağlamda adnan polat'a saydırmak da pek insaflı bir davranış olmuyor. kendisine göre planladığı bir şeyler var ve bu planlar benim anladığım doğrultudaysa sonuna kadar arkasındayım bu ikilinin. eğer, düşünce daha farklıysa yine saygı duyar, operasyon sonucuna göre değerlendiririm başarılı olup olamadıklarını.
evet, galatasaray sezona fırtına gibi başlamasına rağmen şu sıralar köy takımı gibi oynuyor, avrupa'da sefil oluyor, ligde son 4 maçta tek galibiyet alabildi, büyük umutlarla getirilen futbolcular sakatlıklarla boğuşuyor, yönetimin kendi içinde sıkıntıları olduğu haberleri her gün farklı farklı basın organlarında dillendiriliyor..
ama takım, ligin ilk yarısını(avrupa'yı buradan ayrı tutmak gerekiyor) bana göre olabilecek en güzel şekilde bitirdi.daha iyisi olamaz mıydı? pek tabi ki olabilirdi. ama daha kötüsü de olabilirdi, hayal kırıklıkları artabilirdi. sonuçta bu kadar eleştirilen takım oldukça genç ve "toplama" bir takımdı, uyum sıkıntıları yaşabilirdi ki kalli bunu minimum seviyeye çekti. evet, zaman zaman akıl almaz oyuncu tercihleri yaptı, laubali gibi gözüktü, yanlış mevkiilerde kullandı bazı oyuncularını ama yine de bu, kalli'nin onca doğruyu yaptığı gerçeğini değiştirmiyor, değiştiremezde..tabi eğer eleştiriler objektif olacaksa.
şahsım da bir çok defa, bir çok platformda oldukça sert şekilde eleştirdi kalli'yi, ağza alınmayacak laflar da söyledi. ama bunların hepsi o anki sinir stresle söylenen cümlelerdi, zamanla her şey yerli yerine oturdu.
lincoln'ü kadro dışı bırakmasının yankıları çok uzun süre devam etti, hala da ediyor. kamuoyu ve medya baskısı yüzünden oldukça uzun süre de devam edecek gibi.
zararı kime? kalli hariç herkese. yani galatasaray kulübü ve lincoln bu durumdan direkt olarak etkilenirken kalli dolaylı olarak etkilenecek, belki de haklı olarak getirilmesi gereken bir çok eleştiriyi bu iki adrese postalama imkanına kavuşacak, olmaz değil.
sonuçta lincoln'ün bu baskılar yüzünden kaç maçtır sakat sakat oynadığı, bu yüzden verimli olamadığı ortaya çıktı. akabinde ne oldu? sakatlığı daha da arttı ve takımın en ihtiyaç duyduğu zamanlarda yanında olamadı. hem kendisi hem galatasaray inanılmaz eleştiriler aldı. hakkında aklın mantığın almayacağı iddialar türedi.
gelelim kalli'nin asıl getiriliş amacına;
bilindiği gibi galatasaray içerisinde yıllardır süren bir gruplaşma mevcut, bunun ana aktörleri de fethullah gülen tayfası.
arif erdem, okan buruk, hakan ünsal, "hakan şükür", ergün penbe, emre belezoğlu, ümit davala vs vs. daha da uzatılabilir liste ve bu listede yer alan isimlerin kulüp içindeki nüfuzları. yönetimin operasyonları sonrası bu isimlerin tamamına yakını takımdan uzaklaştırıldı, kimilerine jübile bile yapılmadan hem de..ve bunların etkilerinden tamamen kurtulmak, takımı gruplaşmalardan kurtarmak için aranan can simidiydi kalli ve aşırı disiplin gösterileri.
takıma minimum zarar verecek, medyaya da minimum malzeme verecek şekilde yürütülüyor şu anda operasyon, olması gerektiği gibi. bunları kollayan spor yazarları da mevcut tabi, çatışma üç kutuba ayrılmış bir şekilde yürütülüyor şu anda ve galatasaray bir adım önde.
her olumsuz sonuç sonrasında hakan şükür edü büdü düdüt hüdüdüt diyerek ortamı alevlendiren basın mensupları, umarım biraz daha aklı selim hareket etme durumunda da bulunacaktır sene sonunda..öyle ya da böyle, ortada bir operasyon ve istenen kelleler var.
kalli'nin kellesi, cemaatçilerin kellesi.
tabi savuncular ve safları da belli bunların.
haydi kolay gelsin.