tanım : pek çok yerde rastlanılan oksimoron tamlamalardan bir diğeri.
eski dilde kadınlar, cins-i latif olarak anılırdı. önlerinde şapka çıkarılır ve hafif öne eğilerek, saygı ile selam verilirdi. hem doğurganlık özelliği ile yaratıcı, hem de zerafeti ile bir sanat yapıtı olarak görülürdü. o çağlarda insan daha bir insandı.
tabii tüm kadınlar bu ilgiyi görmezdi.
yine eski çağlarda, isevilerde din yobazları, kurdukları engizisyon ile bazılarını cadı ilan etmiş ve diri diri yakmıştır. müslümanlar ise tanrı buyruğunu kendilerine göre yontmuş, bastırdıkları cinsel içgüdülerini kadına şiddet olarak yasıtmışlardır. tüm bu örnekler dinin ya da tanrı buyruğunun çarpıtılması sonucu ortaya çıkan ucubelerdir.
günümüzde ise madde çağını yaşamakta olan insanın, tevelerden boca edilen kadın cinselliğini bir meta olarak görmeye daha bir meyilli hâle geldiği savlanmaktadır. işte tam bu noktada, kadının latifliği değil güzel mi çirkin mi olduğu, doğurganlığı ve eril cinsden kat be kat zarif olan bedenine rağmen, ortaya atılmıştır . işin kötüsü kadınlar da bunu kabul etmiş, kendilerini ikinci sınıf olarak görmeye başlamışlardır.
günümüzde iseviler, yavaş yavaş dinden uzaklaşırken kadın da olması gerektiği yere doğru yani terazinin diğer kefesine ilerlemektedir. müslümanlar da ise örtünme, hâlen ve hızla çoğalan bir ivme ile artmakta ve kadını, kadının toplumdaki yerini daha gerilere itmektedir. bazı müslüman eriller, kadına baş örtüsü takmış, yetmemiş ferace giydirmiş, o da yetmemiş evlerinde hapis tutmuşlardır ve bu gidişle tutmaya da devam edeceklerdir. "gız bugün bakkala gitmişin, sen bizi cümle aleme rezil mi edicen orospu?!" gibi
söylenen şeyler şunu gösteriyor, dinin çarpıtılması sonucu kadın, erkeğin gözünde, latiflikten çıkıp, çirkinliğe ilerliyor.
kadını meta hâline sokan maalesef ki çarpıtılmış din oluyor.
asıl meta kadının bacakları, dudakları, götü başı değil başlarını bağlayıp onları dinin azizelere gibi etrafta dolaştıran, erkekler. erkekler kadının orasına burasına baka baka iyice zıvanadan çıkmışlar. kendi mallıklerını kadına yansıtmışlar. bunu da kendi istekleri değil, allah'ın buyruğu olarak da pekleştirdiklerini sanmaktadırlar. erkeğin kendi mallığını kabul etmemesi sonucu, kendi çirkinliğini cins-i latifte görmüş ve sonuçta; "çirkin kız", "hem çirkin hem aptal", "çirkin ama akıllı kız", "çirkin ama hede hede" çıkmıştır. hüküm allah'ındır bilmezmisin bunu, sen kimsin ki, kimin çirkin kimin güzel olduğunun hükmünü veriyor bir de utanmadan üstüne laf ediyorsun.
el netice, kadın, insan ırkı nefes aldıkça cins-i latif olarak kalacaktır. doğurganlık ve estetik doğuştan kodunda vardır. o yüzden "çirkin kadın yoktur, çarpıtılmış din vardır".