ayten mutlu

entry6 galeri
    4.
  1. ARMAĞAN, BEN VE KUŞLAR

    tanıdık bir deniz aramızdaki
    tuz, öfke, yağmur ve ateş
    fırtına yüklü gemilerin
    gidip gidip geldiği
    mor kanatlı kuş o, aramızdaki
    omuz başımızda durmadan öten
    bir kanadı aykırı mavilerde uçurum
    bir kanadı uçuk düşler ülkesi

    git işine Armağan
    şiir yazdırma bana
    girme bir bıçak gibi
    en kalabalık yerlerimde kanayan
    yalnızlığıma ...
    gündür,
    ağır çeker yaşamak bile
    kirpiğimden ateş damlar tutamam
    içim tuzlarda yıkar birikenleri
    hayatın kıyısı bu, bilirim
    bırakamam

    bak yine o ıslak kuş
    çığlıklara vurmuş yokuşlarını
    hangi yanı sustuğumun kapımı çalan bu kış
    konuştuğum, ölümün hangi serseri yanı

    yapma be Armağan
    en aptal yalnızlık ölüm olmalı

    öyle durduğu yerde eskimemeli keder
    çiçek gibi çiçekler açmalı içimizde
    ipek gibi yağmurlar
    aşk gibi aşklar, yaşayan ve yaşanacak olan

    işimiz kolay değil Armağan

    direnmek bu,
    unutmamak
    azalmamak kendine ve insana
    paslı sürgü, demir kapı
    ve ısırgan otları arasında
    sığınmadan tenhalığa
    çoğalmaktır ağlamak bile belki,

    ama
    senden olana

    yeniyetme ürkülerdi
    cop yemek, sakat kalmak
    çocuk doğuramamak
    korkmazdık konudan komşudan
    dul kadın olmaktan

    şaşırma
    ve acı çekme ne olur
    anneni düşün, ya da benim annemi
    toprağın ve karın sessizliğini
    ve hâlâ ekin demetlerini
    doksan dokuzluk tespih sabrıyla çeken
    kırk olmadan yetmişini gösteren
    kadın çizgilerini

    kırgınsın biliyorum
    öfkelisin,
    en çok da karanlığa karışan çoban yıldızlarına
    kopan kıyamet değil ki canım,
    bilirsin o şarkıyı
    "Denizler durulmaz dalgalanmadan"

    yaralarım inançlarımdan değil
    gemisi kolayca yara alandan
    bana düşlerden söz etme Armağan
    bu gece uyuyamam

    ne çok yıl be Armağan
    ne çok kırımsa
    her yenilgi, bedenimize vurulan zincir
    beynimizde kırılan halka
    acılar
    iki uçurum arası büyüyen çiçek
    ve sevinç
    gece yarısı birlikte pişirilen kurufasulye tadı

    zaman zaman kıyılar düşse de intihara
    borçlar ve alacaklar
    hâlâ eşit hayata

    bir tek şuna şaşıyorum
    hayatımız neden bu kadar kısa?

    belki de kesişen sonsuz erimli
    iki aykırı çizgi
    belki çok daha derin bir düşün izi
    o aşina deniz aramızdaki

    tuz, fırtına, yangın ve kavga
    ve o bitmeyen sevda
    üstelik
    bunca gece varken daha sabaha
    bin direkli gemilerin gidip gidip geldiği

    keşke sana,
    al kanatlı kuşlarla
    kehribar ve ipek yüklü atlastan uçuşlarla
    gelebilseydim

    keşke sana
    bilmediğin sevinçler
    gül iklimi erinçler
    verebilseydim

    getirdiğim sadece bu kır çiçeği
    ıslak kanatlarımla
    iyi sakla

    canım
    bu gece unut yalnızlığını
    beynimizin en eski yalanını

    haklısın
    bu saatlerde gece bizden kocaman
    ama söz
    sabahın ilk ışıklarından
    çiçekli bir şal dokuyacağım sana

    hadi
    sokulup yüreğimin kuytularına
    uyu şimdi usulca
    ARMAĞAn

    AYTEN MUTLU'nun kül izi adlı kitabında yer alan şiiri... şiir uğur varol tarafından bestelenen bir müzikle kahraman tazeoğlu'nun seni içimden terk ediyorum adlı albümünde seslendirilmiştir.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük