günahkar kardeşinizin acizane bildiklerinden oluşan kısa bir sohbettir isteyen nefsine hitab edebilir.
Günlük hayatta başımıza gelen musibetlere isyan penceresinden "neden ben" diye sorgularsak hafazanallah rabbimize saygısızlık yapmış olup, şu ikazı hatırlamalarını rica edicem. Allahü teâlâ buyuruyor ki: (Kaza ve kaderime razı olmayan, beğenmeyen ve gönderdiğim belalara sabretmeyen, benden başka Rab arasın! ve olaya "lütfun da hoş kahrın da hoş" mantığıyla yaklaşırsak o musibet bizim için çekirdek hükmünde kalıp vazifesini yapar ve gider. Allah varsa Allah yarsa başka bir şey aramaya gerek olmadığını, en sıkıntılı dönemlerden geçerken "ben kim oluyorum ki şu musibette sabır gücünü gereksiz yerlerde dağıtıp rabbime karşı geliyorum" diyerek şeytanın ve nefsin bütün yollarını kapatabiliriz. biliyorsunuz ki en ağır musibetlere peygamberler uğramıştır. Bir musibetle karşılaşınca innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn. yani: Biz Allahtan geldik, dönüşümüz de onadır deyip, malı, canı, her şeyiyle Allaha ait olduğunu bilenler ve Ondan razı olanlar da pek büyük bir nimete ermişlerdir. Ebedi gençlik için olsun ahirette yüksek derecelere nail olmak için olsun, şu kısa 60-70 yıllık hayatta başımıza gelen musibetlere hiç olmazsa bundan sonra isyan gözüyle değilde, Allah beni ıslah etmek istiyor düşüncesiyle yaklaşıp, bu musibetleri bertaraf etmeyi bize size nasib etsin.