...Karıncalanan toprakta ölü çocukların nefes sıcaklığı yüzünüze çarpıyor.Yangından düşen parçalar bedeninizi dağlıyor.Tüm kokular tanıdık.Tüm feryatlar daha önce duyuldu.Bu yaşama atılmadan önce hissettiniz bunu.Ölü doğdunuz ve bunun farkında olamayacak kadar insandınız.Şimdi acı olarak nitelenen bu yerde,ki ben bunu kavuşma veya diriliş olarak nitelendireceğim.Ruhunuz tekrar canlandırılmaya calısıyor.Eğer yine bu yalan dünyaya(yalanı manevi olarak kullanmadım,maddi olarak tüm gerçeklik olarak nitelenen durumlar,nesneler bizim tarafımızdan ortaya atılmıştır.En büyük düşmanımız olan beynimiz bize öyle bir oyun oynuyor ki,bu oyun icin görmek,koklamak gibi algılar yaratıyor.)gelirsek kaybetmiş olacağız.Ölü doğmamayı dilerim.Yalanı yaşamak,gerçekliğin ürkütücülüğündan daha tercih edilesidir.Üzerinde yürüdüğünüz zemin bu kara dünyadan görünmüyor.Sanki tüm insanlar şizofreni oyunu oynuyor.Kahkahalar kulaklarımızı tırmalıyor.Hipnoz olmuş gibi ilerliyor ve görüyorum ki gülüşlerinizle ateşimize odun atıyorlar...