ev duvarının şeytan olduğunu itiraf etmesi

entry6 galeri
    1.
  1. kişinin içindeki korku alarmlarının çalmasına sebep olur.

    merhaba ben opel necati,

    yıllllaaaar yılllaaar önce, ben daha küçücük bir çocuk iken, babaannem ile el ele tutuşmuş, pazardan sebze meyve almaya giderken başlamıştı bu olayın süreci. babaannem'in ilginç bir fantezisi vardı; meyvelere, sebzelere hiç para vermez akşamleyin manavların işe yaramadığı için yere attığı meyveleri, sebzeleri toplar eve götürürdü. babaannemin bu hareketine bir türlü anlam veremiyordum, çünkü eve geldiğimizde topladıklarını o'da direk çöp kutusuna atıyordu.

    almanya'da 138 sene kaldığı için olsa gerek ecnebi kültürünün saçmalıklarından bir türlü kurtulamamıştı.

    yine bir gün sebzeleri toplayıp eve dönerken, cami duvarı ile sohbet eden bir adamı fark etmiştim. babaanneme hemen bundan bahsetmiştim.

    - babaanneeeeeee, bu adam niye duvarla konuşuyoooo. duvarında mı dili var ?
    + nee dediiin ? haa hayır oğlum, duvarla konuşmuyor, bak duvarın boşluğunun arkasında bir adam var. onun ile sohbet ediyor. jaa, anladın ? danke sör ?

    babaannem'in bu sözlerine inanmamıştım. adam basbayağı duvarla konuşuyodu. çaktırmadan baktım 2. adam falan yoktu.

    mahallede şakacıktan olsa gerek, bana deli lakabını takan hüsnü ve çetesi dışında arkadaşım yoktu. bu sebeple duvar ile arkadaş olmayı kafaya koymuştum.

    eve gelmiştik, akşam televizyonda akasya durağını izledikten sonra gece vakti gelmişti. geceleyin çişimi yaptıktan sonra, babaannem beni yatağıma yatırdı. babaaanneme üstümü örtmesini ve odayı terk etmesini söylemiştim. çok uykum olduğunu ve yatmam gerektiği yalanını uydurmuştum. babaaannem çıkar çıkmaz soyundum. sonuçta duvarda kıyafet giymemişti. ortak yönümüz olmalıydı ...

    soyunduktan sonra odamdaki mavi duvara dönüp seslenmeye başladım.

    - eeyy merhaba mavi duvar, beni duyabiliyo musun ?

    bu esnada uykudan uyanan kedim tekir'de yanıma gelmişti. o da belli çok meraklanmıştı. ve o da soyunmuştu. tekir ile beraber sözleri tekrarladık.

    - eyyy duvaar, duyuyomusun mu beniiii ?

    sonunda bir ses işitmiştim. bu ses babaannem'in sesine biraz benziyordu. galiba duvar'da bir kadındı.

    + merhaba küçük çocuk, ne istiyorsun ?

    - aaa benlee konuştuuuu. tekir görüyo musun ya ?

    - şey been, senin ile arkadaş olmak istiyorum. bu mümkün mü acaba ?

    + haayııır, been duvar görünümlü şeytanım. benim ile uğraşanı korkutur, öldürürüm. daha da benim ile tek kelime etme, yoksa sana musallat olurum.

    bu sözlerden sonra korkmamam elde değildi, sonuçta 9 yaşında küçük bir çocuktum. kendimi koruyamazdım ve sübhaneke duası dışında bildiğim başka dua da yoktu.

    o gece çok korkmuş, tek kelime etmeden yatağımda yorganıma sarılarak uyumuştum. babaannem'in çarşafçı rıza abiden satın aldığı yorgandan başka sığınabileceğim bir şeyim yoktu çünkü. korkudan giyinememiştim bile.

    o günden sonra daha da duvarla konuşmaya tenezzül edemedim. bunu da balığım hariç kimseye anlatmadım şimdiye kadar.

    babaannem birkaç sene sonra o sesin kendine ait olduğunu, duvarla konuşmayayım, beni deli sanmasınlar diye beni kandırmak zorunda kaldığını iddia etti. yani şeytan falan yokmuş esasında.

    tabii ben inanmadım, zavallı kadın korkmamam için halen yalan atmak zorunda kalıyor, bunu hissediyorum.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük