Denizin yüzünün ölü ahtapotlarla kaplanmış durumda ve kararmaya devam ediyor toprak.Renkler pastelleşiyor.Her ölümlü kendine bir taraf seçmek zorunda.Bir dala tutunmalısınız ki düşenlerin kanları arasında,bu denizde boğulmayasınız.Sınırda veya ortada durma zamanı değil.Ama şu gerçeği de unutmamalısınız;tercih ettiğniz her yolun sonunda ayakkabılarınız boka batmış olacak.Kurtuluş denen kelime,lügatlardan silindi ve bu sözlüğün adı ölüm.Ölüm,insanlığın sınır noktası,yaşamın orgazmı,duyguların patlama noktası.Hatırlıyorum dalağım kesildiğinde kısa süre ermiştim huzura.Bu kahpe düzende hiçbir haritada bulunmayan bir yola girmiştim.Türlü beyaz ışıklar gözüme geliyordu.Gelebilecekleri en net noktaya geliyorlar,onlara elimi uzattığımda toz oluyorlardı.Bazen,sonucu görürsünüz,insanlar şaşırmıştır.Siz,şeytanla elele yürüyorsunuzdur.Dokunulmaz gibi ilerlerken yoldaki tabelalar ve cehennem zebanileri sizi sıcak memleketlere götürmeye çalışıyordur.Anlatmaya çalıştığım da bu,bu yolun da cennetin de sonu var.