(bkz: kevin spacey) çok övülüyor ama filmde verbal kint ya da keiser söze karakteri öyle komleks bir hikayede yer alan karizmatik kişi ki zaten ister istemez hayran oluyorsunuz.bence yan oyunculuklara dikkat etmek gerek.ingilizce orijinalinden takip etmek orta düzeyde konuşabilen biri için imkansız.gelelim keiser soze'nin tüm ailesini katlettiği meydan okuyan o sahneye..
ilk izlediğim anda anlamıştım.sahnedeki keiser soze elbette ki gerçek keiser soze değil polis amirinin verbal kint'in sınırlarını çizdiği karakterin vasıflarına göre kafasında imgelendirdiği keiser soze..uzun saçlı,esmer,sırım gibi ve karizmatik.yüzü görülmediği halde o adamın zalimane gücünü hissediyorsunuz.sonunda soze'nin verbal kint olduğunun geç de olsa anlaşılmasının biz inananlar için de ironik bir dersi ihtiva ettiğini düşünüyorum.
görmek ve inanmak arasında büyük bir tezat vardır.hz ali buyurur ki perdeler kaldırılmış olsa yakinim bundan fazla artmazdı.halbuki yakine varmadan önceki menzillerde (bkz: hz musa) gibi kalbin itminan bulması için görmek de arzu edilebilir.bunu,peygamberlerin her saat her gün ve her an istiğfar ile beraber artan makamlarına yorarak tevil etmek lazım.yoksa resuller yaradılışda da resuldurler.
halbuki herkesin aynı yakin derecesinde iman sahibi olması beklenemez ki bazı medeniyetler ve insanlar inandıkları ve korktukları varlıkları cisimleştirmişler.o cisimleri de o varlıkların kafalarındaki aksine göre resmetmişlerdir.yine (bkz: hz ali) üzerinden gidelim,rüya aleminde görenler bilirler ki -kitaplar da bunu teyid eder-hz ali efendimizin -kv- şemaili söz konusu resimlerine pek de benzemediği gibi kendisinin bugünkü araplara benzeyen esmerlikte ,saçsız,kısaya yakın orta boylu ve kalın pazulu biridir.dolayısıyla resimdeki müminlerinin gözündeki ali'dir.bu durumun itikadi tarafını bir yana koyacak olursan insan psikolojisine aykırı bir tarafı yoktur.çoğumuz hz hamza'yı görme imkanına sahip olsak belki (bkz: anthony quinn) ile mukayase edip hayal kırıklığına uğrayacağız.
son olarak (bkz: verbal kint) in de (bkz: keiser soze) olduğundan emin değilim.belki de (bkz: keiser soze) tıpkı lat,menat gibi kafamızın içinde.eğer allahtan hakkıyla korkmazsan doğuştan gelen o korkma dürtüsünü biriyle ya da bir şeyle doldurmak gerekir değil mi üstadım??