nükleer karşıtı bazı cahiller

entry40 galeri
    36.
  1. ulan o kadar garip bir şekilde savunulmuş ki nükleer santral mevzusu... insan baktıkça hayret ediyor.

    koçum, nükleer santral kurarak kim kalkınmış da biz kalkınacağız? zannedersin ki amk nükleerini dikince şu dayı: https://www.youtube.com/watch?v=_5q6f-ZE0GA mutasyona uğrayıp aynştayn olacak. gelişmek mi istiyorsun hocut? o zaman insana yatırım yapacaksın. eğitime yatırım yapacaksın. (bkz: japonya) (bkz: güney kore) (bkz: isveç) (bkz: finlandiya)... bunlardaki eğitim standartlarına bak da ondan sonra konuş istersen.

    ulan senin ülkende tübitakın, bilimsel ve teknolojik araştırma kurumunun müdür yardımcılığına hayvanat bahçesinden adam getiriyorlar. kaldırmışsın, kalkınmadan bahsediyorsun. elbette el mahkumsa nükleer santral de yapılır, hesler de. ama önce yenilenebilir kaynaklar kullanılabiliyor mu, bu şekilde projelerle ne kadar zamanda ne kadarlık bir kapasiteyi yenilenebilir kaynaklardan kullanabiliriz? bunları araştırmak gerek. memlekette yüzlerce genç mühendis güneş enerjisi, rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretilebilmesi üzerinde çalışıyor. evet, ben anlamam enerji işlerinden. bu alanda yeterince donanımlı değilim, tıpkı burada yazanların büyük kısmı gibi. ama konunun uzmanlarının görüşlerini her zaman dinleyebilirim: http://www.ntv.com.tr/arsiv/id/25192762

    bir başka sıkıntı da nükleer santrallerin ciddi bir yatırım gerektirmesi ve buna bağlı olarak da karlılığı sağlayabilmesi için uzun yıllar çalıştırılmasının gerekmesi. elin oğlu güneş enerjisiyle enerji ihtiyacını karşılarken biz hala "nükleer lobisi" yüzünden nükleer enerjiye dayamak zorunda kalabiliriz sırtımızı. o zaman zırlarsınız "siyonistler, dış mihraklar zamanında bizi dışa bağımlı hale getirmek için bu santralleri kurdular, şimdi de kaldırmamıza izin vermiyorlar" diye...

    yahu hakikaten bu ülkede siyasetle ilgili herhangi bir şey konuşmak zulüm. sadece türkiye değil, tüm dünyada nükleere karşı olan kitleler var. bunlar pek çok ülkede "yeşil" partiler ile temsil ediliyorlar, politik sürece dahil oluyorlar. japonyadaki felaketi gördük. bu işte her zaman ama her zaman risk faktörü var. işkembeden "bu riski almak zorundayız" diyorsunuz da neye göre? açıklayın o zaman adam gibi? neden binlerce insanın hayatını riske atmak zorundayız? neden yıllık yüzde iki daha fazla büyüyeceğiz diye çocuklarımızın hakkı olan doğayı, doğal çevreyi üç beş şirkete bedavaya peşkeş çekmek zorundayız? açıklayın hele de alın cehaletimizi o zaman.
    0 ...