önce memleketi dışarı bağımlı hale getir. sonra "çok dışarı bağımlıyız, artık nükleer kuralım da kendimize yetelim" de. bunlar da çıksın alkışlasın. ulan asil cahil sizsiniz.
memlekette ilerleme olmasın mıymış. ulan bu ülkeye ait ne kadar tesis, fabrika varsa satıldı amk. petkim nasıl bir türk şirketiydi. şimdi kimin bi bak bakalım. hani gelişim seviyordunuz? niye sattınız o zaman şirketleri. tübitak'ın "amaan bu da projemi lan" diyerek geri çevirdiği genç arkadaşların projeleri yurt dışından ödül ve patent aldı.
evet çok severler kendileri gelişimi ve ilerlemeyi.
önce bankaları yabancılara satıp sonra yabancı sermayeli bankalardan alınan yüzlerce milyon dolarlık kredilerle duble yollar, sonra yine yabancı sermayeli kredilerle yarısı vergi olan araçlar alıp dünyanın en pahalı benziniyle o araçları o yollarda sürebiliyoruz. allah bunları başımızdan eksik etmesin!
imf'ye borucumuz sıfırlandı ya hani. ee o kadar mı? yani diyorki "a bankasına hiç borcumuz yok, yaşasın türkiye, çok iyi düze çıktık"
e peki b bankası? c bankası? sadece a bankasına olan borç mu önemli?
imf'ye 23 milyar dolar borç ödedik. güzel. peki şu an dış borcumuz ne kadar? 2014 yılı sonu itibari ile 233,4 milyar dolar.
evet kardeşim. her şey güllük gülistanlık ama biz götlük olsun diye karşı çıkıyoruz bir şeylere. şapkanızı çıkarıp önünüze koyun. şu akp kimliğinden sıyrılıp bu ülkenin bir vatandaşı olarak, tarafsız bakmaya çalışın bazı şeylere.
ülke yönetmek futbol klübü yönetmekle aynı şey değildir. parti seçmek de futbol klübüne başkan seçmek değildir.
doğacak kötü sonuçlar bu ülkede yaşayan herkesi etkileyecek olduğu için bizim öncelikle halk olduğumuzu ve bizim yöneticilere değil onların bize mecbur olduğu gerçeğini bir hatırlamamız gerekir. kimse padişah değil. o makama gelen insan halka hizmet için gelir. halkı yönetmek için değil, devleti yönetmek için. bu ülkenin asıl yöneticisi millettir. açın artık şu gözlerinizi.