saçmalıklar manifestosudur. hala dünyanın evrendeki tek gezegen olduğunu sananların acıklı halini ortaya koymuştur.
yahu sadece samanyolu galaksisinde 400 milyar yıldız var. çevrelerinde kaç gezegen olduğu belirsiz. keza evrende 100 milyarın üstünde galaksi mevcut... durum böyleyken söz konusu gezegenlerin birinin bildiğimiz yaşam formları için uygun ortama sahip olmasında şaşacak ne var? benzer özelliklerde kıyamet kadar gezegen olması da muhtemeldir.
keza manifestoda habire "biraz" denmiş ki verilen ölçülerde milimetre sapma olması halinde dünyanın yaşanmaz bir yer olacağı sonucuna varılsın!... oysa ki hiçbiri "biraz" değil... dünyanın dönme hızı da, eksen eğikliği de zaman içinde değişim göstermiştir. bazı cahillerin "biraz" dediği ölçüler, uzayda oldukça büyük mesafelerdir. yani dünyanın güneşe mesafesi bırakın milimetreyi, yüzbinlerce km uzak veya yakın olsaydı bile pek bir şey değişmezdi. dünya güneş etrafında eliptik bir yörüngede dönmektedir. güneşe en uzak ve en yakın olduğu mesafelerin farkı 6 milyon km'dir. yani güneşe 6 milyon km yaklaştığımız veya uzaklaştığımız halde pek bir şey değişmiyor.
velhasıl ortada açıklanamayacak, "akıllara durgunluk verici"(!), "şaştım, kaldım" dedirtici bir şey yok... olsa bile tanrının varlığının delili olmazdı. "şaşıp kalmak" bilgi seviyesiyle alakalı bir şeydir... ilkel insanlar yıldırımlar karşısında "şaşıp kalıyor", dolayısıyla onları tanrıların gönderdiğini sanıyordu. aslında onların da tek tanrılı dinlere inananların da taptığı tanrı kendi cehaletlerinin bir eseri olan (bkz: boşlukların tanrısı) idi...
modern insan "şaşıp kalmaz", gözlediklerini tanrıya bağlayıp yan gelip yatmaz, araştırır..