Herkese itiraftan çok aslında kendime itirafım bu. Şimdi yaşarken yazayım, ilerde okuyup belki daha iyi anlarım kendimi.
Bir iki hafta öncesine kadar gayet standart hayatı olan bir insandın. Klasik huyun olan sosyal medyayı bir check ettikten sonra Steam'i açıp kafana göre takılıyordun. Herşey iyi güzel giderken bir gün arkadaşın arıyor. Diyor ki "kanka gel çok sıkılıyorum takılırız" Zoraki biçimde ikna olup gidiyorsun. Ardından ortamda tanımadığın başka birinin geleceğini daha öğreniyorsun, sıkıntı yapmıyorsun falan. O tanımadığın kişi yanında bir arkadaşı ile geliyor, "selam ben ...." dediği anda boku yiyorsun olm işte. Başta etrafta gördüğün onca kadından ne farkı var ki diye bir kurtarma çabasına giriyorsun ama muhabbet biraz açılıp konuşmaya başladığı, muhabbette araya girdiği anlar varya. O an bitirdi seni. O gün bitene kadar hiç bitmesin diye dua ettin. Bittiği an öyle bir hale girmiştin ki tek bir an düşünmeden tüm hayatını değiştirdin. Nefret ettiğin halde, sırf ona giden yolda bir adım daha öne çıkabilmek için gereken herşeyi yaptın. En iyi bildiğin şey olan internet aleminde ona dair ne varsa buldun, followladın vs. Yetmedi o inanmadığın ne var ne yoksa tek tek araştırdın. Belki bir bilgi kırıntısı fazladan olur diye. Ardından hala doğru mu yaptın yoksa yanlış mı yaptın emin değilim, el altından yaptıklarının tüm amacını sızdırdın. Beklediğin gibi de bir geri dönüşü olmadı. Bu sırada o gün aklını toparlayabildiğin anlardaki olanlardan başka ne bilgi varsa lehinde kullandın. Ki o gün başta coolluğu korurken "ya yok sevmem" dediğin şeyler bunlar.
Bu sırada paralel evrende de ayrı değişiklikler oldu. Arkadaşlık ilişkilerinde garip insan olmaktan çıkıp daha onlardan biri oldun. Kendi doğrularından ödün vermeyen yapını komple değiştirip "neyse hadi yapalım" yapısına döndün. Ve işin garibi bunu içinden gelerek yaptın. Yarını düşünüp "ya bu adama iki gün sonra ihtiyacım olur arayı düzelteyim ihtiyacımız olursa yüzümüz olsun" kafasında yapmadın ilginç olanda o. Hani o sabah kalkıp işini halledip Steam'de saatlerce oyun oynayan herif varya, bazen bilgisayar açtığında Steam'i açmayı unutuyor. Açık olsa da varlığını unutuyor çoğu zaman. Takip ettiğin onlarca şeye ilgin azaldı. Misal teknoloji. Her gün oturup YouTube'da kanalların tüm yayınlarını atlamadan izleyen herif nerdeyse bir videonun yarısını izleyip sıkılır halde.
Düşünüyorsun da "ya sadece hoşlandın, daha fazlası değildir önemli değil diye" sanmıyorsun. A gerizekalı sen varya kör kütük aşık oldun. O gün altyapısı hazırlandı, daha sonra gördüklerin seni öyle kötü eritti ki senin bundan kaçma şansın hiç mi hiç kalmadı, hatta o tren emekliye ayrıldı. Bu körlük o kadar beter etti ki en büyük korkun onun seninle aynı fikirde olmaması. Onun beni etkilediğinin 10 da biri kadar bile etkileyememiş olma korkusu var içinde. Çokta haksızda değilsin, karşındaki öyle bir gizliyor ki kendini, bu konu hakkında en ufak bir bilgi kırıntın bile yok. Bilsen olumsuz olacağını daha fazla umuda kapılmazsın, yavaşça eski hayatına geri dönersin. Olumlu olacağını bilsen daha çok üstüne düşersin belki de bu ters teper, olacağı varsa da olmaz. Hayata dair tüm sorunlarını bıraktın, "acaba benim aklıma geldiği kadar ben onun aklına geliyor muyum" kaygısı içinde yaşıyorsun.
Eh seni koca herif. Ne yapacaksın? Onca sene beklediğin kişi mi bu, yoksa hayatın boyunca yiyeceğin en büyük redde mi hazırlanıyorsun. Tüm bünyen 1 diyor ama aklının bir ucu hala 2 nin korkusu ile yaşıyor.
Sana da söyleyecekleri varmış bizzat dile getiremedi. Bu yazıya denk gelip okuyup olayı tam doğru şekilde onaylama ihtimalini bir kelebeğin kanadını çırpıp yaptığı etki ile duvarı yıkma ihtimali ile eşdeğer tutuyormuş. Yine de "neden olmasın" sorusu içini kemiriyormuş. O sana inanamayacağın düzeyde aşık. Aynı oranda bağlanabilmek için fırsat kolluyor. Umarım ona bu şansı tanırsın çünkü o bir gün sana herşeyi direk o an ne hissediyorsa açıklayacak. Seni gördüğünde, seni duyduğunda veya seni hissettiğinde neler yaşadığını, red yerse hayatının en büyük taşına çarpacağını bile bile anlatacak. Umarım herşey yolunda gider. Son sözüde şöyle oldu "senin gibi bir tane daha yok, umarım başka birilerinde seni aramaya çalışmam".