asırlardır süren gelenek ve göreneklerimize ters düşen komşudur. aslında benim alt kat komşumdur. göçmen olduğunu düşünmekteyim. ne güzel demiş atalarımız "komşu komşunun külüne muhtaçtır" diye. ama yok, bu adam çok ters abi.
yazdım yine, okuyun ulan ayılar.
bi' film izlesem direk alttan sopalarla vurmaya başlar, hatun gelse kapıda biter, neymiş yatak gıcırdıyormuş.
yemek yapıyorum, yağ kokusu geliyor, abi n'apayım, sırf seni mutlu etmek için kısır günü yaptım evde, öğrenciler arası.
sana da bi' kazan getirdim. bu makus kaderimizden nasıl kurtulacağım diye düşüncelerdeyim artık.
sırf adamı mutlu edebilmek, sorun yaşamamak için artık her geçişimde kapısının önüne küçük sürprizler bırakıyorum.*
ne bileyim işte, ziyaretime biri geldi diye düşünüp sevinmesi için arada ziline basıp kaçıyorum falan. kızıyla bile tanıştım,
benim ne kadar iyi bi' insan olduğumu görsünler istedim ailece, her yönden.
kafam dalgın yine bi' gün odada sigara içiyorum. sigara bitti küllüğü cama koydum, camı kapattım. güzel bi' film açayım dedim.
ses sistemine bağlıymış alet, son ses de açık. bi' 10 saniye kadar bağırdı çağırdı makine. eyvah dedim işte şimdi sıçtık. abi çıktı tabi camdan. bağırıyo işte , "komşuyuz biz, bu saatte bu ses nedir, uyumaya çalışıyoz" gibi tonlarca söz sarfetti. korktum,
utandım özür dilemek için açtım camı, açmaz olaydım. dirseğimin küllüğe çarpması ve komşumun suratına küllerin boşalması
1 saniye sürdü. ne kadar anlattıysam olmadı, adam kasten döktüğümü sandı.
ama, dedim, komşu, kül, muhtaçlık ? atalarımız, gelenek , görenek ? dedim.
not : temiz bi' dayak yedim, benle billur mu geçiyon sen diye.
not2: ev arıyorum beyler.
not3: komşu da olur.