üniversiteye girmek için gittiğim ve her gün en az on iki saat çalıştğımız bir resim kursuna giderken yaşadığım konuşma
babam: gelme kızım bir daha eve
ben: neden baba
babam: sabah olmadan yine gidicen
ben: üzülme baba ya bitecek bu çile az kaldı
babam: ne çilesi yavrum ne yaptığın belli değil senin
babam: bu saate dersmi olur ne halt ediyonuz orda bilmem ki içiyonuzmu
ben: yok baba ne içmesi ben neler çekiyorum orda ya ühhh ühh
bu konuşmayı okuduğunuzda kötü baba dediyseniz yanıldınız.
itiraf: on iki saatin arkasından bok var gibi geberene kadar bira içiyorduk. yani babalardan hiç bir şey kaçmıyor.