Muhtarın kapısı dar bir odası vardır
Genelde bıyığı ve kasketi olur
Çoğu zaman iş için kaymakamlığa gitmiştir, mühürü yenge basar
Mühürü bastırınca parasını verirsin, kimisinde bir fotokopi makinesi ile makineye bakan şişman bir kız bulunur, aldığı fotokopi paralarını bir küçük kutuya koyar
*
53 bin muhtar vardır memlekette
Cumhurbaşkanı muhtarları parti parti çağırıyor, onlara anlattığı şeyler:
- Türkiyenin kredi derecelendirme notu
- AB ile olumlu gelişmeler
- Medyanın görevleri
- Etopya, Cibuti ve Somaliye ziyaret ve ikili ilişkiler
- Baroların durumu
- Filistin meselesi
Yani tam mahallenin, köyün meseleleri!
*
Tabii asıl dert, o hiç değişmeyen
Başkanlığın Türkiyeye ne kadar lüzumlu olduğu meselesi:
Şimdi biz ne diyoruz, bir sıçrama daha yapmamız lazım Şöyle bir baktığın zaman, daha ileri seviyeye çıkmak için başkanlık sistemi diyoruz Niye istemiyorsun, yok öyle, yok şöyle
*
Şüphesiz zekice
53 bin mahalleye gitmektense, parası, bileti, harçlığı devletten,
53 bin muhtarı çağırıp sarayda izzet ikram, başkanlık tutkusu ile doldurup mahalleye salmak cingözce
Ama böyle bir görev, biraz vicdanı olan muhtara zulümdür
*
Biz de diyoruz ki:
Ey muhtar emmi
Vicdanını dinle, varsa git doğrusunu anlat mahalleliye, köylüye
30 milyonu aç ve yoksul olan memleketin, muhteşem sarayını anlat . Senin -bu sene 31 lirazamla- 901 lira olan maaşından daha pahalı o bin liralık bardakları Köyün mezrasından daha değerli halısını Mahalle ya da köyün otuz katı ampulü Traktörden daha ağır avizelerini
Satılan köy deresinin, ormanın, mahalledeki parkın, yeşil alanın paralarının nereye gittiğini
Anlat gözünle gördüklerini
Vicdanın varsa muhtar
De ki ahaliye:
Şimdi de başkan olmak istiyor