yazarlar nükleer santrali niçin istemiyor

entry12 galeri
    11.
  1. üç sebepten ötürü.

    birincisi, türkiyede içinde bulunduğumuz şartlarda denetim mekanizmasının güvenilirliği (daha doğrusu güvenilmezliği) ortada. nereden bileceksin o santrale yarın bir şey olmayacağını? üstelik nükleer santral bu, boru değil.

    ikincisi, nükleer santrali enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yaptıklarını söyleyen bir zihniyet mevcut. böyle bir yalana nasıl inanalım? uranyum zenginleştirmeyi başaran çok az sayıda ülke var. iranın böyle bir şeyi başarması ise tüm dünyada endişe konusu olmuştu hatırlarsanız. ambargo yeni kaldırılıyor. nasıl azaltıyorsunuz dışa bağımlılığı? bizde uranyum zenginleştirebilecek bir teknoloji mi var?

    şunu söyleyebilirsiniz, rusya ve irana olan enerji bağımlılığımızı azaltacağız. evet, amaçlanan da bu olmalı zaten.

    üçüncüsü, nükleer enerji de tıpkı petrol gibi yenilenemeyen bir enerji çeşidi. doğaya çok hızlı bir şekilde zarar veriyoruz dünya insanları olarak. doğayı ve doğal ürünleri bir tür "ham madde" olarak görüyoruz. halbuki bunlar bizim yaşam kaynağımız. temiz ve içilebilir suya verdiğiniz parayı düşünün. çok çok cüzi bir ücret. ama bir de şöyle düşünün, cebinizde bin lira para olsa, çok susamış olsanız ve ulaşabileceğiniz tek içilebilir su da 1 litrelik bir şişedeki su olsa ve o suyun sahibi de sizden bin lira ücret talep etse, vermez misiniz? eliniz mahkum verirsiniz.

    işte bizim ekonomik sistemimiz bu doğal kaynakların değerini doğru olarak yansıtamıyor. çünkü modern kapitalist ekonomide bu tarz kaynakların aşırı kullanımını engelleyebilecek bir mekanizma yok. devletler ise büyüme hızını maksimum seviyede tutmak adına doğayı koruma konusunda çekimser kalıyorlar. bir türlü anlayamıyoruz, ayfonlarımız olmadan da yaşayabiliriz ama susuz, ağaçsız, kısacası doğal kaynaklar olmadan asla.

    şimdiye kadar doğayı koruma meselesini hafife alırdım. ancak son bir iki yılda öğrendiğim şeyler fikrimi değiştirdi. işte doğayı korumak konusunda en önemli şeylerden birisi de yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek. türkiye için bu şu an çok mümkün olmayabilir. ancak yapılacak santrallerin yap-işlet-devret modeliyle yaptırılması ciddi sıkıntılara yol açabilir ileride. çünkü bu modelde santrali işletme hakkı uzun bir süreliğine (mesela 49 yıl) ilgili firmaya devrediliyor. çünkü neticede işleten firmanın da kar edebilmesi lazım. ama bu durum da geleceğimizi ipotek altına almamız anlamına geliyor. farklı enerji kaynaklarına yönelmek konusunda kendimizi politik anlamda kısıtlamamız anlamına geliyor. tıpkı imf sözleşmeleri gibi.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük