Paranoyak hâllerimle dolu upuzun bir gündü. Üstelik daha günün ortasında sayılırız. Kim bilir daha ne çok düşünce geçecek aklımdan, kim bilir daha ne kadar kendimi yiyip bitireceğim. Ve tahmin et sorumlusu kim tüm bu olanların. Elbette sen. Dün bugün her geçen gün farklı davranıyorsun. Yarın beni nelerin beklediğini bilmiyorum. Seni düşünmekten her şey birbirine karıştı. Öyle güzel gülüyor, öyle güzel bakıyorsun ki... Neden tüm gün oradaydın? Yoksa hâlâ ona karşı bir şeyler mi hissediyorsun? Ya da yoksa hâlâ bir şeyler var mı aranızda? Neden gelip konuşmuyorsun? Neden ben konuşmuyorum? Çok yorgunum biliyor musun? Kıpırdayacak hâlim yok. Eve gelene kadar yol öyle büyüdü ki gözümde, bir an hiç bitmeyecek sandım. Bizim cimcimenin doğum günü bugün. Büyüdü minik cadı. Ne çabuk büyüyorlar, zaman ne çabuk geçiyor değil mi? Şimdi ona bir şeyler hazırlamam gerekiyor, pasta falan gibi bir şeyler yapayım diyorum. Sevinir hem... Çok da uykum var ama işte naparsın abla yüreği. Bu kadar işim varken ben burda seninle uğraşıyorum. Ne olurdu bir şey söyleseydin? Of of bir gün deli edeceksin beni. Dedim ya zaman hızlı geçiyor hem de çok hızlı. Pek vaktimiz kalmadı acele etsen diyorum...