" ayılıp işe gidersin. parke taşlarının arasında gezen kaşar olmuş yağmurlar bile senin işe gittiğine inanmazlar. harmansındır, mahalleye gidip bir tekli yapıp içersin. müzisyenler kahvesinden çay söyleyip içmeyi unutursun. binaların rengi seni etkiler. bereketli bir yağmur yağar, sucuk gibi ıslanıp 'hava çok güzel!' diye bağırırsın. tüm semt seninle beraber gülmeye başlar. narindir bu semt tıpkı senin topukların gibi."