ruhu zenginleştirmek okumakla değil düşünmekle olur. okumak, düşünmeyi genişletmek içindir. günümüz insanı düşünmeye daha az zaman ayırabildiği için, (iş güç teknolojinin gelişimiyle birlikte uğraşacak çok şey olduğundan ve görsel ilginin arttığından zamanın daralması ) okuyarak düşünceyi hızlandırmak, tabir i caizse düşünce bandını genişletmek içindir.
okumak ufku genişletir meslesi de buradan gelir, düşünün bir otobüs şoförü kaç defa oturup hayatı, kendini, ailesini, inançlarını, kutsallarını düşünme, sorgulama fırsatı bulur ki? nerdeyse hiç.
işte okumak, düşünce bandını genişletir, aynı anda çok daha farklı açıları düşünme yeteneğini kazandırır. sokrates bundan yoksundu. ama buna rağmen bizden çok daha oturaklı, temelli şeyler düşündü. bunu yapabilmesindeki erdem, zeki olması değil. onun kadar zeki olan 72 milyonda 20 milyon çıkar belki. ama düşünmek için hayattan vazgeçen '' bilge '' 72 milyonda 3 çıkar.
kim razı olur, bi elbiseyi 1 yıl giymeye? kim razı olur kelimelerin etimolojik kökenlerinin gelişimi üzerine düşünmek için 1 yıl boyunca aynı elbiseyi giymeye?
konuyu çok dağıttık toparlayalım, diyeceğim o ki, okumak; mana verme, kavrayabilme, idrak edip özümseme duygularını çok yönlü hale getirmek için sadece bir araçtır. bir nevi, felsefe akımını anlatırken olay örgüsü oluşturmak gibi. dostoyevski felsefesini anlatmak için romanı seçti. olduğu gibi terimsel de anlatabilirdi. ama o zaman daha az kişiye hitap ederdi. aşk romanları okuyoruz diyelim, aşk üzerine bilgi sahibi olmak için mi? hayır tabiki. hızlı düşünme, mana verme, farkındalık duygularını kavramak için. beynimizi yönlendirebilmeyi öğrenmek için. konuyu gene dağıttık ve galiba toparlayamiycaz. bırakalım öyle kalsın.