yazdığı romanlarda, öykülerde, novellalarda detaylı şekilde fark edilebilen, dervişin fikri neyse zikri de odur atasözü ile onaylayabileceğimiz, kabul edebileceğimiz bir edebi hakikattır.
beni en çok öfkelendiren; pedofili arzusuna kendini adamış bir sapık yazarın, iğrenç hastalıklı düşüncelerine, sonu gelmeyen pis arzularına rağmen halen itibar görüyor olması ve rus edebiyatı içinde en iyi yazar olarak kabul görmesidir... zannımca türkiye'de bile yasaklanmalıdır kitapları.
şimdi sözümona yazar, büyük fikiradamı, yeraltı adamı ( sinirlenmemek elde değil inanın ) romanlarında bu konuya değinmeden duramamıştır. arzularını ifade etmekten kaçamamıştır.
nitekim; yazdığı ecinniler romanında, psikolojisi altüst olmuş stavrogin karakteri, reşit olmayan küçük kızı afedersiniz bafilemiştir. küçücük kızla cinsel ilişkiye girdiği yer, yayıncı tarafından da sansürlenmiştir. düşünün yani.
bunun ile kalmıyor sayın dostlarım. doymuyor dostoyevski efendi ...
bunun ile de tatmin olmayan ahlaksız dostoyevski, ezilenler romanına da bu hastalıklı düşüncelerini katıyor. hasta karakter çocuk nelli'yi az daha cinsel ilişkiye sokacaktı. çok şükür ki vanya karakteri kendine hakim oldu da saldırmadı kızcağıza.
dostoyevski'nin pedofili hastalığını keşfettiğim zaman en çok şeyden korktum hani suç ve ceza'da sonya'nın küçük kardeşi polya vardı. raskolnikov'un evini öğrenmek için peşinden koşmuştu. allah sizi inandırsın, raskolnikov'u kıza saldırtacak diye kitaba ara vermiştim. çok şükür ki polyacığa bişi olmadı.
uzatmaya gerek yok sayın yazarlar, dostoyevski ruh hastasının tekidir. aman kitaplarını sakın okumayın.
bizim türk yazarlarımız var ne güzel, onlara yönelin.
adı neydi ıı he, kahraman tezekoğlu, ondan sonra ahmet batman mıydı neydi o var. ha bi de aşk kadını elif başak var.
daha vardır da ben bilmiyorum. fazla kitap okumam da. kitap okumak çok kafa yoruyo. okumak saçmalık zaten. uydurup uydurup yazıyolar.