kuran ın insan işi olduğunu kabullenemeyen kitle

entry63 galeri
    46.
  1. ayetlergerçekten iman etmişse sünnet adı altında, hadis adı altında yapılan sapıklıklardan sorumlu olmayacak kitledir.

    soru) "iki tüy parçasını kelimelerle şereflendirip* önünde secde eden kitledir aynı zamanda." cevap- yazar burada sakal-ı şeriften bahsediyor... çok üzgünüm ki ne yazık haklıdır. sakal-ı şerif, hırka-ı şerif, hacer ül esved karşısında yapılan şaklabanlıklar türlü türlü şefaat arzuları, türbelerden evliyalardan medet umma, yok peygamberin gölgesi yokmuş, yok ali de en az peygamber kadarmış, yok kainat peygamberin yada kuran'ın yüzü suyu hürmetine yaratılmış... açık şekilde şirktir. müslüman dünyasının büyük bir çoğunluğu yoldan çıkmış ve şirk içerisindedir. allah'tan başkasına secde etmeyin, ondan başkasından medet ummayın... ne diyor surelerin en büyüğü, nasıl başlıyor... hamd (övgü, övülme, büyük gösterilme, şefahat dileme) !yalnızca! alemlerin rabbine mahsustur. umarım müslümanlar bu mezhepçi kültürün getirdiği açık sapıklıklardan kurtulur.

    soru) "kadınların ikinci sınıf insan olması." külliyen yalan... iftira... islamiyet öncesi ilk doğan çocuk kız olursa öldürülürdü, kadının mülk edinme hakkı yoktu, kadının yönetimde bulunma hakkı yoktu, mirastan hakkı yoktu, tamamen seks objesi olarak görülürdü. kuran ile birlikte hz. ayşe örneğinde olduğu gibi yönetimde söz sahibi olmuşlardır, çocukların öldürülmesi gibi sapık adetler kaldırılmıştır, tıpkı erkekler gibi hatta bir çok durumda erkeklerden daha fazla miras hakkı verilmiştir, cennet ayaklarının altı ile müjdelenmiştir, Kuran’la ilgili mezhepçi anlayış tarafından çarpıtılmış konulardan diğer bir tanesi kadınların şahitliğidir. Kuran, kadın ile erkeğin şahitliğini bir tutar, hiçbir yerde “bir erkeğin şahitliği iki kadına eşittir” diye geçmez. Örneğin zinanın tespitinde 4 şahit gerekir ve Kuran’da bu şahitler 4 kadın veya 2 erkek, 4 erkek veya 8 kadın gibi ifadeler kullanılmadan 4 şahit diye belirtilir. inanmayan nur suresi 6-9 ayetlerle kontrol edebilir.

    istisnai, yanlış anlaşılan konu ise Bakara suresi 282. ayette, vadeli borçlanmalarla ilgili konuda geçer. Bu ayette, “borçların yazılması ve yazıcı ile şahitlerin bu görevden kaçmamaları” söylenir. Ayrıca ayetin sonunda “yazıcıya ve şahitlere zarar verilmemesi gerektiği” geçer. Görüldüğü gibi maddi menfaatlerin söz konusu olduğu bu konuda, şahitlik insanların kaçındığı, yapmak istemedikleri bir sorumluluktur. Allah ise bu kaçınılan görevi erkeklere yükleyip, “iki erkek şahit bulunmasını” ister. Dikkat edin ayette, “iki erkek veya dört kadın şahit bulun” ifadesi geçmez, doğrudan “iki erkek şahit bulunması” istenir. Böylece ticaretle daha az uğraşan ve baskılara karşı daha hassas olan kadın, bu kaçınılan vazifeden korunur. Eğer iki erkek bulunamaz ve bir erkek bulunursa, o zaman “bir erkek ve iki kadın bulunması” gerekir. Böylece hem şahit sorunu çözülür, hem olumsuz bir durumun ortaya çıkışı ihtimalinde bir erkekle bir kadının karşı karşıya kalması önlenip kadın korunur. Ortaya borcun miktarı konusunda bir yanlış anlama çıktığını düşünelim. iki şahidin farklı şahitliği durumunda kadın, erkekle karşı karşıya kalacak ve iki taraftan birinin yalancı olduğunun kesin olduğu bir ortamda, yoğun stres ve baskı altında kalacaktır. Oysa bir erkek ve iki kadın şahitle, şahit sayısı üçe çıkınca mesuliyet dağılacağı için şahitlikteki stres azalacak ve baskı yapmak isteyen art niyetli kimselerin bu sefer iki kişiden birini değil, üç kişiden ikisini kandırmaları gerektiği için işleri zorlaşacaktır. Kadınların baskılardan korunmasını sağlayan bu uygulamanın hikmetlerini idrak edemeyenler; kadını baskılardan koruyup, kaçınıldığı belirtilen bir mesuliyeti erkeğe yükleyen bu ayeti anlamayarak, “bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliğine eşittir” diyerek, Kuran’ı çarpıtmışlar ve evvelki uydurma izahlarından kaynaklanan bakış açılarını bu alana da sokmuşlardır. Oysa bu ayet dışında Kuran’da geçen diğer şahitliklerde kadın, erkek ayrımı yoktur. Eğer böyle bir ayrım olsa, Allah bunu ya her şahitlikle ilgili ayette belirtir ya da “bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliğine eşittir” diye genel bir hüküm koyardı. Böyle bir hükmün olmaması, böyle bir durumun da olmadığını gösterir.

    çok tartışılan Bakara Suresi 223. ayette “Kadınlar sizin tarlanızdır, tarlanıza dilediğiniz şekilde varın”şeklindeki açıklamayla, cinsel ilişkinin her şekilde yapılabileceği, bu konuda hiçbir kısıtlama olmadığı anlaşılır. allah insanların eşleri ile yaşayacağı cinsel ilişkiyi yalnızca kadınların muayyen dönemlerinde yasaklamıştır bunun dışında bir yasak yoktur. Toprağa tohum bırakılınca canlı olan fidanı meydana gelir, hanımın içine eşinin spermlerini bırakmasıyla evliliğin fidanı olan çocuk ortaya çıkar. Bu yüzden bu benzetme, insanları düşünmeye sevkeden ve gereksiz yasaklara set çeken çok güzel bir benzetmedir. peki bakalım ne demiş kuran kadın ile ilgili...

    * Ey insanlar! Biz sizi bir erkek, bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız takvaca en ileride olanınızdır.49-Hucurat Suresi 13

    * Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. Tevbe Suresi 71

    * Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler, özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, korunup sakınan erkekler, korunup sakınan kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah’ı çokça hatırlayan erkekler ve Allah’ı çokça hatırlayan kadınlar; bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ödül hazırlamıştır. Ahzab Suresi 35

    *Onlar sizin giysileriniz, siz de onların giysilerisiniz. Bakara Suresi 187

    * Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim iyi fiiller gerçekleştirirse onlar cennete girecek ve onlar bir çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar bile haksızlığa uğramayacaklardır. Nisa Suresi 124

    * Erkek olsun, kadın olsun, her kim inanmış olarak iyi fiiller gerçekleştirirse onu mutlaka güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle mutlaka veririz. Nahl Suresi 97

    tüm bunlarla birlikte kuran'da kadının başını örtmesine, çarşafa girmesine yönelik hiçbir ayet bulamazsınız. sadece genel toplum kabullerine uygun, dışarıda dikkat çekmeyecek şekilde giyinmesi emredilir. ziynet eşyalarını ulu orta sergilememesi emredilir.

    .... devam edecek....
    0 ...