şu dört direkli köprünün altında
açmışım gözlerimi,
sahipsiz
rüzgar sarmış kundağımı
yağmurla beslenmişim.
adımı insanlar koymuş
benden habersiz
benimsemişim
serseri derler, hırsız derler,
.... derler, anlamam da
alınmam da.
hiç fiyakalı dolaşmadım sokaklarda
marka satmadım,
gökyüzü yorganım oldu hep
dirseğim yastık
alışkınım; kara, yağmura, soğuğa
üşümem,
sıcak dokunur bana.
özlemem, hiç tanımadığım hisleri
istemem varlığını bilmediğim şeyleri
kıskanmam hiç kimseyi
özenmem.
halbuki bilmez kimse
kendilerinden şanslı olduğumu
daha özgür
ve daha zengin.
şu deniz herkesten çok benimdir
arkasındaki orman da,
bütün sokaklar benimdir herkesten çok
her simitçi biraz bana çalışır.
aslında her çocuktan daha çocuğum
canım hiç sıkılmaz buralarda
en sevdiğim oyundur
köşe kapmaca.
yalnız da değilimdir
yüzlerce kardeşim var
benim gibi, bana benzer
kimse ayırt edemez bizi
birbirimizden.
geceleri toplanmaya başlarız
el ayak çekildikten sonra
konuşuruz, güleriz, dertleşiriz
biraz farklı olsa da
herkes kadar biz de umut besleriz
hayallerimiz de vardır
ayın dolaştığı yerlerde.
herkes kadar okumuşluğum da vardır
her tip insandan bir harf öğrendim
insanları en iyi ben tanırım
okuldan, öğretmenden anlamam ama
bu sokakların mektebini bitirdim
bana lazım olanı öğrendim.
herkes kadar insanım da galiba
herkes kadar ben de bazen ağlarım.
kafam da var, kalbim de,
severim de, düşünürüm de,
yalnız ben sokak çocuğuyum
sokaklarda yaşamak tek suçum.
bir gün ben de gideceğim buralardan
herkes gibi
yalnız biraz sessizce
kimseler anlamadan.
cenazem omuzlar üzerinde gitmeyecek
belki,
belediye kaldıracak gürültüsüzce
ağlayanlar olmayacak başucumda
bir hayırsever uğramazsa geçerken
mezarım da çorak kalacak sonunda
benim gibi.
içimizden kimin gittiği
fark edilmeden
biri alacaktır yerimi
vakit geçmeden.
evet, ben sokak çocuğuyum
bu sokaklarda ne ilk
ne de sonuncuyum.