Türk edebiyatının en aykırı başlangıcına sahip olan roman.
matmazel noraliya'nın koltuğu romanından sonra aynı paranormal merkezde bir roman beklerken ikili ilişkiler üzerine bir romanla karşılaşırsınız. Baş karakter Samim, insanların ihtiraslarından yola çıkarak elli sene sonrasının dünyasını yani simeranya'yı yazar yavaş yavaş. Bir tarafta paris hayranlığını baba ve abisinin baskılarına rağmen yaşatmaya çalışan meral vardır. Aile ve özel yaşam arasında sıkışıp kalmıştır.
Romanın ilk iki bölümü aforizmalar üzerine kuruluyken üçüncü bölümü okuyucuda tokat yemiş etkisi yapar. Ruh denilen soyut kavramın cismaniliği adeta ürpertir insanı. Romanı bitirip kapağını kapattığınızda -hele ki yalnızsanız- ürpertiyle çevrenizi kolaçan etmekten kendinizi alamazsınız. Ne de olsa yalnızlığın romanıdır bu ve yalnızlık her zaman ürkütücüdür.