bu söz tabi ki fevkalade derin manalar ihtiva eden bir sözdür ve burada bahsedilen hollandalı türkler ise osmanlı'ya sığınan, osmanlı himayesine giren hollandalı korsan kaptanlardır.
birkaçını biliyoruz, yukarıda da bahsettiğim küçük murat reis bunların en önemlisi ve en ünlüsü muhakkak.
17. yüzyılda yaşanan ingiltere-hollanda savaşları esnasında imzalanan breda antlaşması ile ingiltere ve hollanda devletleri korsanlık faaliyetlerine son veren bir dizi kararlar almışlardı.
böylece hollandalı denizciler için en önemli geçim kapısı olan korsanlık faaliyetleri sona ermişti, lakin bazı hollandalı kaptanlar bu antlaşmaya uymak yerine birleşerek faaliyetlerine devam etmişler, bu birleşen korsanlar fas sultanı'nın himayesine girerek, ispanya'nın fas'taki selle üssünü alarak burada toplaşmış ve faaliyet göstermişlerdir.
daha sonra ise fas osmanlı himayesine girince de bu hollandalı korsanlar cezayir beylerbeyi'ne bağlanarak birer "deniz akıncısı" olmuşlar, islama ve türklüğe hizmet edip, batı akdeniz ve atlantik'te müthiş akınlara ve başarılara imza atmışlardır.
(bkz: izlanda seferi)
iş bu hollandalı korsanların murat reis dışındaki en ünlüleri şunlardır;
bunların dışında hollandalı olup 17. yüzyılda osmanlı himayesine giren toplam kaptan sayısı 60'tır ve salt bu hollandalı kaptanlarımızın cezayir limanına getirdiği avrupalı savaş ve ticaret gemisi ganimet sayısı 1400'dür ki bu rakam da hollandalı korsanların osmanlı'ya ne denli faydalı olduğunu ispata yetecek rakamdır.