"o aralar kim bilir hangi hatunun ustundeydi" lafini akla getirecek ogrenci modelidir, zira lise yillarimdan kalma bir ani olarak bir tanesi de bizim basimiza gelmistir efendim,
sene ya 2000 ya da 2001 herhalde, x adli (adini vermeyelim, halka acilmasin deyyus) harbi ayinin onde gideni, beden dersine cikmadan once de, cok afedersiniz dal da$$ah milletin arasinda dolanan, bodoslama kalas, marangoz eli degmemis bir kardesimiz vardi, kulaklari cinlasin, hani liselerde de her sinifa ozel olur boyle sinifin da$$ah oglani, sinifin hem mali olarak gorulur hem de tembel, aksak etkisiz elemani olarak; hocalar da en cok bunlara takar; neyse bir gun biyoloji dersinde tahtaya kaldirilmistir kendisi, olagan bir olay olarak; zira her derste tahtada oldugu icin, hatta tahtanin onune bir sira konmasini istemis, fakat yasa taslagi meclise takilmistir; neyse abartmayalim...
efendim o gun de, lakabi gardiyan olan, bulent ersoy un sarisin ve de terminator gorunumlu bir versiyonu olan biyoloji hoca miz, olagandan da sinirlidir, x kardesimizin de, cok afedersiniz malafati, balta sapi gibi bariz pantolonun altindan belli oldugu icin, durumun vehametine varan sinif, kikirdeye kikirdeye bir hal olmus, hoca da soruyu patlattiktan sonra, elemanin orasina sonradan gozu gitti herhalde, biyik altindan gulmus*, kardesimizi de hemen yerine yollamistir.
benim icin carpici olan sey ise, aniden tahtaya kaldirilan o biraderin o anki durumu idi. ayazda kalmis bekci ziki gibi kalkmis olan kamisi kim bilir kimi dusunuyordu o aralar, ya da hic mi dememis miydi acaba "hoca simdi beni kaldirirsa zenci kafalarina geldik mina koyim" diye. o anda acimistim da cocuga, dalyan gibi cocuk, ziki belli olmasin diye, quasimodo dan da kambur eylemistir kendisini...