ülkücülük

entry316 galeri video2
    13.
  1. cahil olup da türkiye'de herkesin bürünebileceği en uygun kıyafettir. taşra milliyetçiliğidir enikonu, fakat irdelenmesi gereken bunun sebepleridir.

    insan evladında ait olma güdüsü vakıadır hacı arifim, çaba göstermeksizin sahip olduklarının savunması da düşünsel çabasızlığı gerektirir. eğer ki evinde sana pompalanan din ve benzeri olgularsa, okulunda ve çevrende kapı gibi bir de resmi ideoloji pompası yiyorsan, türk değil, türk milliyetçisisin, dindar değil, dincisin, yaşın ufaksa ilerde olacaksın.

    atatürk'ün anladığı şekilde birleştirici, bütünleştirici milliyetçiliğin dışına taşmış, etnik vurgularla bezeli, dışlayıcı ya sev ya terk et temelli, tarih gibi ders çıkarılması gereken koskoca deryadan hataları öne çıkarmak yerine, zaferlerle övünülen (bir nevi uyuşturucu), iktisadî açılımları ile hepsini toparlayıp harman edersek, emperyalizme karşı rasyonel hiçbir yaklaşım getirememişlerin, güya düşmanını besleyen, ironiktir yine düşmanlıktan beslenenlerin ideolojisidir bu. eleştirdiğim değerler değil, bunların nasıl kullanıldığıdır, görecen birazdan.

    ülkücüleri eleştirdik, ecik de sola giydirelim ayıp olmasın. türk solunun hala devam ettirmekte olduğu çok temel hataları bulunuyor ve düzeltmeye de meyyal olmadıkları açık. öncelikli hataları kafadan zilyon fraksiyona ayrılmış olmaları. elbette sol dediğimiz derya denize, tek perspektiften bakılması güçtür, fikir ayrılıkları mutlaka olacaktır. fakat fikir ayrılıkları; marksist eleştiri ya da sol üzerine tezler şeklinde değil, sovyet pratiğinde öne çıkmış isimler üzerinden gerçekleşiyor. stalin caniydi de, yok efendim trotsky hayalperestti de, galiyev karşı devrimciydi de, gorbachev haindi de(gerçi bunda haklılar amına koyim). bu mudur arkadaş? devrimi yedi sekiz kişi toplanıp, katil devlet deyu bağırmakla gerçekleştireceğinizi sanıyorsanız, hemmen 112'yi arıyorum, cidden acil durumunuz. türk solunun temel hataları da tam bu noktayla ilintili, hemen bağlıyorum hafız süleyman: türk solu halkını ve halihazırda türkiye'nin durumunu tanımıyor, hassasiyetlerin farkında değil. şöyle ki:

    68 kuşağından bir tanıdığım var, daha doğrusu oğlunu tanıyorum. kendisinden dinlediğim üzere, bir kasaba politikacısı olan bu kişi ve aynı çevreden dostları, ramazan ayında köyde kasabada kuzu çevirttirip, rakı devirirmiş. bölge halkının nasıl gözlerle izlediğini anlatırlar, genelleme yapma diyeceksin, ama bu panoramadır, mevzunun tam içindendir, neredeyse tanrısallaştırılan deniz gezmiş'in de yanıbaşındadır, aynı yemeği üstlerine sıçrattıkları vakidir. allah aşkına bir taban hareketi olması gereken sosyalist devrim bu şekilde mi olacak? sosyalist devrimi geçtim, emperyalizmin köpeği olmuş devlet yöneticilerine karşı halka bu şekilde mi inecektiniz, ineceksiniz? bu işi en güzel latin amerikalılar kıvırmıştır. katolisizm ile sosyalizmi ne güzel harmanladıkları, ikisinin çelişmeyen, hatta uyumlu kavramlar olduğunu idrak etmemiz gerek; islam ile sosyalizm gibi.

    gelmek istediğim nokta şu; ülkücüler halkın bu hassasiyetinin farkında olup, bir yandan emperyalizme -güya- düşman söylemler geliştirirken, bir yandan da emperyalizme muhtaç ettiler insanları, bu yoldan sapmadılar. türk solu, bu açığının farkında olabilseydi, halka inmenin yolunun, onlardan biri olmaktan geçtiğini fark edebilseydi, bugün bambaşka olurdu, hayal dahi edemeyeceğim bir türkiye. (bu noktada mirsait sultan galiyev ve fikirleri hatmedilmelidir, yazı zaten uzun oldu, başka zaman dokanırız ona da)

    son bir eleştiri daha türk soluna. 1938 sonrası inkar edilmiş bir halktır kürtler, dilleri ile bölgeleri ile. kimse milliyetçi çocuksuluğunu üzerimde işletmesin, elimizde yeterli tarihsel argüman var, çıktığı yere itinayla geri sokulur. hah, ne diyorduk, aynı kuşak, fikirsel olarak doğru bir hamle yapmış ve bu insanlara kürtlüklerini hatırlatmıştır. anlatırlar, bölgenin büyük bölümü kürt adlı bir etnisiteye mensup olduğunun dahi farkında değildir, bu çaba sonucu hatırlamışlardır. fakat türk solunun bu iyi niyetli çabası, aynı kişilerin bu işin sonunu iyi düşünemeyip, boktan politikalar gütmeleri sebebiyle, bugünkü kürtçülük faaliyetlerine dahi temel oluşturmuştur. fransız devrimi'nden esen o milliyetçilik rüzgarından gayet de etkilenmiş bir halktır kürtler de. lisedeki tarih kitaplarında sırp'ın, bulgar'ın, yunan'ın ayaklandığı yazar, kürtlerinki yazmaz yavru. oysa 1815 van-bayezit olayları ile başlayıp süregelen, etnik milliyetçilikle yoğrulan bir halktır kürt halkı. ülkücü bunlara türklüğü dayatırken(dikkat buyurun, atatürk'ün vatandaşlık ve toprak-dil-tarih esasına dayanan türklük bilicinden farklıdır bu "türklük"), sen onu koruyup kollayacaksın elbet, fakat kürt'e milliyetçiliği değil, eğer gerçekleştirilebilecekse, halkların devriminden bir halk olarak yanına alacaksın. o halde türklüğünden gurur duyan ülkücüyü eleştirirken, sen adama kürtlüğünü vermişsin, adam da ülkücüyle aynı cahillikte milliyetçilik güdecek, ne fark kaldı abura koyim?

    sonuç ve özet: ülkücü halkı iyi tanıyor, bundan besleniyor, sömürüyor. türk solu halkını iyi tanısın, sömürülmesinin önüne geçsin.

    hadi kapıyorum çok yazdı(imla hatası varsa sonra düzenlerim, malum, otu b.ku siliyonuz)
    44 ...