yahu zaten evinde yeme imkanı olan birisi dışarıda yemesin. illa dışarıda mı yiyeceksiniz? güvendiğiniz bir kasaptan et alın, mangal yapın. yok illa yemek yapma zahmetinden kurtulmak mı istiyorsunuz? o zaman tanıdığınız ve güvendiğiniz bir restaurantta yiyin. zaten burger kingde dört kişi 50-60 liraya doymuyorsun bile. o paraya biraz daha eklesen gider en güzel et lokantasında gerçek et yedirirsin ailene. gözünüzü seveyim para kazandırmayın şu adamlara.
bk, mcd, kfc falan fark etmiyor. adamlar uluslararası ölçekte yemek ticareti yapıyorlar. hakikaten dedikleri gibi, neyi nereden alacakları önceden belirlenmiş. o yiyeceklerin gayet temiz bir şekilde gelmesi mümkün gelmiyor bana. farz edelim çok temiz, yahu pişirdikleri yerleri bok götürüyor. ayrıca adamlar çok büyük ölçekli çalışıyorlar, gıda sektöründe bu durum beni her daim korkutmuştur. süleyman emminin tükürüklü köftelerini tercih ederim bunun yerine.
ama işte elimiz mahkum, biz de mecbur buralardan yiyoruz zaman zaman. okulun yemekhanesinde çürük sebzelerden salata yapıyorlar, iki üç günlük salçalı sosları tekrar tekrar kullanıyorlar. neredeyse her yemeği seçen ben bile, eve gittiğim zaman en sevmediğim yemekleri bile hapur hupur götürüyorum. evdeki yemekten en fazla saç çıkar. ona kurban olun siz. pirinç pilavımdan kaç defa kurt çıktı. hem de canlı. götürdük görevli ablaya gösterdik. "allah allah, nasıl canlı kalmış ki namıssız" dedi. güldük geçtik. bir yerden sonra öyle bir hale geliyorsun ki, kurt çıktığı zaman tabağından dışarı sıyırıp yemeğine devam ediyorsun.
asıl sıkıntı ise bozuk yiyeceklerde. zehirleme ihtimali var çünkü. burada arada sırada yemek söylediğimiz bir yer var. her seferinde buradan yemek yedikten sonra mideme kramplar giriyor. bir daha buradan yemeyeceğim diyorum, ama sonra tekrar söylüyorum. ucuz çünkü. sizin eviniz varsa, yemek pişirebiliyorsanız kolay kolay dışarıdan yemeyin. illa yiyecekseniz de bir sıkıntı çıkıp da hesap sorduğunuzda "ama efenim frençayz, bayilik, yetkili değiliz, biz yapmıyoruz" vs diyemeyecekleri yerlerden yiyin. ömer ustadan yiyorsam ben o yemeği, yemeğimden kıl çıktığında hesap sorabileceğim bir ömer usta olacak o dükkanda aga. ömer usta yoksa bile birine hesap sorduğumda "efendim patateslerimiz teee bilmem nereden getiriliyor, gerekeni yapacağız" demeyecek kadar yetkili birileri olmalı. zaten bu soktuğumun frençayzını da anlayabilmiş değilim. lezzet sıfır, orijinallik yok, fabrikasyon yemek yiyorsun ama hesap ödemeye geldiği zaman tavacı recep usta fiyatı çekiyor pezevenkler.
özet: dışarıda yemeyin. illa yiyecekseniz malzemesini gidip adam gibi halden, pazardan kendisi seçip alan, kendi elcağızlarıyla yemeğinizi pişirip takdim eden hasan ustadan, hayri ustadan, nevin teyzeden; kısacası yerel esnaftan yiyin. yemeğinizin el değmeden hazırlanmış olması onun sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor, bunu da unutmayın. size elcağızlarıyla yemek hazırlayan annelerinizin, eşlerinizin, kardeşlerinizin ellerinden öpmeyi de unutmayın.