bu hafta uykusuzdaki köşesini boş bırakan çizer. şahsen kendisi tek başına benim için dergiyi alma sebebi.
sandık içi kitabını bir çırpıda okudum ve kendisini neden bu kadar sevdiğimi tekrar anladım. bu adam kendini değil; beni, seni, onu çiziyor. çizdiklerinde kendimden bir parça buluyorum. kıza ilk açılışı, öğrencilik hayatında yaşadıkları, kurduğu hayaller, korkuları, mutlulukları... hepsinde kendimden bir parça buldum.
bu arada kendisine "samimi değil" diyenlere aldırmamalı. dibine kadar da samimidir, kendisini gömecek kadar da kendisiyle barışıktır. umarım ömrü yettiğince böyle çizmeye devam eder.