artık iyiden iyiye rahatsız edici hale gelmiş kişilik.
başlangıçta '' yok canım, abartılıyor, sadece reddedilen erkekler bunu uydurmuştur '' diyordum ama geçen yıllar beni haksız çıkardı. yahu bir insan '' günaydın '' diyen birine neden kaşını çatar ? sürekli gördüğün, aynı fakültede, arkadaş çevresinde olduğun, sadece halini hatrını soran bir erkeğe hızlı hızlı yanıt verip neden kaçarsın ? saati sormak üzere yaklaşan bir erkekten koşarak uzaklaşmanın manası nedir ?
bakın, kabul ediyorum. aklı fikri bel altına çalışan, işi gücü kız peşinde koşmak olan, öz güveni ve kibriyle kusturan erkekler var. ama sanki bu hal ve hareketler başka amaçlar için de kullanılıyor. örneğin bazı kadınların bu bahaneyi kullanarak istedikleri erkeği uzaklaştırmayı, istedikleri erkeğin yakınında olmayı sağlamaya çalıştıklarını gözlemledim.
yanlış anlaşılmasın, '' reddedilmiş, bahane arıyor '' denmesin. sadece kezban nitelemesinin '' sevişmek istemeyen kadın '' anlamından öte olduğunu düşünüyorum. ayrıca ön yargılı, her erkeğin cinselliğe romantizmden daha çok önem verdiği yanılgısına sahip, istediği kişiyi uzaklaştırıp istediğini yakınlaştıran bir insan bu sıfatı hak etmektedir.
kısacası maço, cinselliğe romantizmden çok değer veren, öz güveni aşırı patlama yapmış erkekler kadar kibirli, kontrolün sürekli elinde olmasını isteyen, her erkeğin kafasının sadece cinselliğe çalıştığını sanıp onları hemen '' abazan '' diye yaftalayan kadınlar da ilişkiler ve güvenin yıpranmasında oldukça etkilidir.
eğer erkekler ve kadınlar birbirine kolay kolay güvenmiyorsa tek suç erkeklerde değildir. bu da kesindir.