nazım'ın anısına beste yapıp album çıkarması ile sol düşünceyi özümsediğini düşündüğüm sanatçıdır fazıl say. başarılı, özverili işini güzel yapan bir çizgisi vardır. takdir edilir hep...sonra hande ataizi çıkar ortaya. fazıl'ı alır romalara milanolara götürür (sanki bir halt oldu collesium'u, pizza kulesini görünce? biz de gördük ama başımız göğe ermedi ne yazıkki dostlar, oysa emanuella anıtı'nı da görmüştük biz ek olarak. her neyse) evleneceğiz, gecelere akacağız, fazıl'ın ufkunu açacağım misali açıklamlar yapılır...sonra ne olur? öngörülen ayrılık çıkar karşımıza...
ne oldu fazıl say, yakıştımıydı bu popüler kültür temsilciliği, bu kapitalist tüketim toplumu alt kümeliği ? dava adamı dediğimiz, çizgisi, mizacı olan biri dediğimiz adam gitmiş yerine popülerite kovalyan biri gelmişti...
duyduğuma göre gidecekmiş bu diyarlardan...sen çizginden ödün verdiğin gün gitmiştin buralardan. resmileştirmeye mi çalışıyorsun şimdi...