günler haftaları kovalarken.
saçma sapan bir çıkma teklifi etmiş olmalıyım ki ''sadece gülücük'' dolu bir mesaj aldım.
çıkmaya başladığımızda ikimiz de lise 1'e geçmiştik.
biriktirdiğim harclıklarımla her buluştuğumuzda sinemaya gidiyorduk,
elini tutup yanağından öptüğümde kendimi ''lord'' gibi hissediyordum.
dedim ya çocukluk aşkı başka bir şey.
ilk terk edilmem de çok uzun sürmemişti.
okullar ayrı ''e tabi gözden ırak gönülden ırak'' durumu bir parça geçerliydi.
henüz bir kaç aylık bir ilişkiyken.
''özür dilerim ama ben yapamıyorum'' temalı mesajı aldım.
ben ne bileyim bunun terk etmeye bahane arayan ''kız itemi'' olduğunu.
defalarca konuştum, kapısında sabahladım.
ilk aşk sonuçta boru mu?
lakin kafasına koymuştu.
sonunda benim vazgeçmeyeceğimi anlayınca ''berkan'' diye bir isim zikretti.
o an dedim tamam.
içkim sigaram da yok o aralar.
arkadaşlarla counter'da dust kurup ''kıyım yapıyorum amk''
ee ergeniz aşk acısı bile nasıl çekilir, sor bakayım biliyor muyum?
lakin sandığımın aksine kolay atlatmıştım.
henüz kadınlara güvenim kırılmamıştı.
''Olur öyle ilkti dedim''