ilk sezonunda gerçek bir leyla'sı vardı mecnun'un. gerçekten sevdiği, saçmaladığı, onun için her şeyi yapmaya hazır olduğu bir leyla'sı vardı. "o gemi bir gün gelecek" diyordu mecnun. leyla öldüğünde mecnun kapatmıştı aşk defterini. "yalan"dı ne duyduysa sonra.
ikinci sezon başkaları girmek istedi hayatına. mecnun için onlar leyla'nın siluetiydi yalnız. "kimi istersen onu bulursun karşında" dedi kendine. leyla'nın kalbini buldu birinde. bir diğerinde umudunu anımsamaya çalıştı. ama mecnun hiç sevemedi onları. onlarda bulduğu leyla'nın yansıması, gerçeğinin yerini bir türlü tutmadı. sonunda ikisi de anladı bu gerçeği. en önemlisi mecnun anladı bu gerçeği. üçü de ayrı yollara gitti.
üçüncü sezon bir başka leyla gelince, mecnun onu sevdiğini söyleyince izlemedim. bıraktım diziyi. mecnun "1 gün de olsa, 1 ömür de olsa" leyla'yı bekleyecekti. bu kadar kolay olmamalıydı. üçüncü sezon bitmeden dizi de bitti. benim için ikinci sezonun sonunda bitmişti zaten.
yine de hayatımda izlediğim en güzel diziydi.
kendimi bulduğum, beni anlatan tek diziydi.
keşke ilk leyla'nın dönüşünü görseydik, mecnun'un umudunun dönüşünü görseydik.
keşke burak aksak daha farklı bir hikaye düşünseydi kapanış için. daha az gerçekçi olan...
bu diziyle beraber umudum, çocukluğum, mutluluğum da bitti.