Her bayan ingilizce öğretmeni gibi benim tanıdığım ilk ingilizce öğretmeni de çok güzel bir kadındı ve ilk öğrencileri bizlerdik. Ben kendilerine su katılmamış aşık olduğumdan her fırsatta çantasını taşır, dersteyken öğretmenler odasında bişey unutmaya görsün hemen koşarak öğretmenler odasından alır getirir, teneffüslerde kantinden çayını bisküvisini getirir beni sevsin diye aslında derslerim pek de iyi olmamasına rağmen eşşekler gibi ingilizce çalışır her sınavda en yüksek notu alır sözün özü çocuk aklımla kendimce kur yapardım.
Kadın da artık bu durumu anlamış mıydı neydi çoğu yerde bana teşekkür etmek için saçımı okşar bazen de yüzü bana doğru dönükken eğilir o an kocaman göğüsleri taşacak gibi olur yanaklarım kıpkırmızı olur heycandan, kadın benim küçük omuzlarımdan tutarken önce bir yanağımdan öper sonra öbür yanağımdan öpecekken dudaklarının yarısını dudaklarıma kondururdu.
Tesadüf olamayacak derecede istisnasız hep yapardı bunu.
Derken ben kör taş attı gitti gözüne değdi hesabı yatılı bir okul kazandım başka bir şehre gidicem, birkaç yaş daha olgunum tabi birazda yaşımın küçüklüğünden dem vurup kadere sitem ederek kendimce bir aşk mektubu yazıp makul bir hediyeyle bir punduna getirip eline sıkıştırdım.
Hiç dalga geçmedi benimle büyük bir ciddiyetle mektubumu okudu karşımda, yaşıma göre daha uygun birisinin karşıma çıkacağını söyledi, sonra yine eğildi göğsüne bastırdı, önce bir yanağımdan öptü öbür yanağımdan öpecekken bu sefer dudaklarının tamamını dudaklarıma kondurdu işte o an damarlarımdan kan çekildi sanki başım döndü gözlerim karardı...
Yıllar geçti sonra facebook filan çıktı dediler ki eski arkadaşlarını ilkokul öğretmenini filan bulabiliyormuşsun, vallahamı lan dedim hemen sonra aradım buldum da.
Konuştuk biraz daha doğrusu yazıştık aslında bir polisle evlenmiş polis bunu dövüyormuş hep en son aldattığını öğrenince boşanmış polisten bir kızı varmış...
Daha sonra slm, nbr, iii ye döndü muhabbet derken bir gün bursaya gittim ben köfteci yusufta ızgara keyfi gibisinden bir fotoğraf paylaşmıştım ki aaaa bursadamısın diye mesaj attı bana bilenler bilir mahfel'de buluştuk.
Ben 25 yaşındaydım o gün o ise 40ına çok az kalmış.
Yıllar hiç değiştirmemiş sadece gözlerinin altında belli belirsiz bir kaç çizgi o kadar. Bana bu kadar büyükmüş gibi görünen o kadın omuzlarıma çıkamıyordu şimdi, el sıkıştık yanaklarımız birbirine değdi önce daha sonra o son öpüşü gibi dudaklarımdan öptü yine.
Kavunlu dondurmalarınızı yedik sigara üstüne sigara içtik hep güldük daha sonra hava karardı evine çağırdı birkaç birşey daha içmek için, hemen dolmuş taksilerden birine atladık yarım bir bursa turu yapıp altıparmaktaki evine çıktık.
Başını omuzuma koymuştu en son saçlarını kokluyordum sonra o en çok merak ettiğim göğüslerini gördüm bütün çıplaklığıyla sonra ellerimden tuttu sımsıkı bana en büyük mutluluğu verdi.
Sonra Gece yarısına doğruydu saat ayrılırken ağlıyorduk.