memleket işgal edilirdi, on binlerce insan katledilirdi, din despotizmi biterdi, kemalist kutsamacılık da biterdi, Atatürk ün heykelleri yıkılırdı (diğer avrupa ülkelerinde olduğu gibi, daha doğrusu diğer avrupa ülkelerindeki diktatör rejimlerin başlarına gelenler gibi). Ülke daha medeni, daha insancıl bir yer haline gelirdi. Tüm kutsallar, yüceler yok olurdu. Kemalizm, türkçülük, kürtçülük, dincilik, tüm bağnazlıklar etkisini yitirirdi. Atatürk hatalarıyla, doğrularıyla tarihi bir kişilik olarak anılırdı. Dinler devlet yönetimindeki etkisini yitirirdi. Asker kutsamacılığı son bulurdu.
Lakin, 2. dünya savaşı sona erdikten sonra işgal edilen ve tüm toprakları talan edilen şu anki bütün ülkeler (en küçüğünden en büyüğüne) çok daha refah, çok daha rasyonel, çok daha insan odaklı ülkeler haline geldi. Bu savaş avrupa yı avrupa yapan savaştır. Avrupa yı diktatör demokrasisinden, azınlık cumhuriyetinden, dinlerden soyutlayan sonuçlar doğurmuştur. Bunu göremeyen atatürkçüler ve dinciler bu ülkenin en geri kafalı, en cahil, en bağnaz halkasıdır.