naçizane tavsiyelerdir. cm 3 ile başlayan oyun kariyerim çok uzun süreler fm 2005 ile devam etti. fm serisinin yeni oyunlarını takip ettim ama uzun süre oynamamıştım. o yüzden bazı şeyleri garipsersem önemsemeyin.
liverpool ve ingiltere milli takımı ile oynuyorum. oyuna uluslararası lisans ile başladım. büyük kulüpler lisans yükseltme sınavlarına vakit kaybı oluyor diye karşı çıkabiliyor. böyle atraksiyona gerek yok pro başlayın. milli oyuncu olmanıza gerek yok. illa olacaksanız biraz ülkenizde eski milli oyuncu diye itibarınız var.
premier ligin en büyük avantajı, televizyon gelirleri ve şampiyonluk ödülü. resmen bütçeyi şahlandırıyor. sağ olsunlar sponsorlar bize iyi bakıyorlar. şimdiki oyunumda en zengin kulüpler sıralamasında ilk 10'da 6 ingiliz kulübü var. arasıra psg, juventus, barcelona, real madrid zorluyor.
bu dizilimi ve taktiği seçmemimin sebebi, orta sahanın yüksek pas yüzdesi. ortadaki 3 arkadaş, pas trafiğini iyi yönlendiriyor. yönetim benden topa sahip olmamı istiyor. zaten istemeseler bile ben taktikte orta sahaya önem veriyorum. işin ilginci kanatlarda oynayan iki isim çok gol atıyor. bazen forvet oynayan oyuncu ile yarışa giriyor. forvet arkasında oynayacak ismi istikrarlı ve pas yeteneği olanları seçin. icabında gizli forvetliğe soyunabilsin.
gerideysem, gole ihtiyacım varsa taktiğim: https://galeri.uludagsozluk.com/r/748643/+
oyuncuları ileri çekip yüklen seçeneğini de seçip allah ne verdiyse saldırıyorum.(caps'te kaldırmayı unutmuşum. daha sıkı markaj yapı da kaldırıyorum)
bekleriniz iki yönlü oynuyorsa atağa kalksın. havadan orta açsın veya orta saha çizgiye inmeden ortalar açsın. kornerde ön direğe orta açmaya çalışın. taktik konusu kişiye ve takıma göre değişir.
kanat oyuncularınızı fırsatçı veya yırtıcı olması önemli. kanatlarda oynayanlar santrafordan daha çok gol atabiliyor.
oyunda en dumur olduğum olay, bir oyuncuya satacağım sözü vermişim ve unuttum. oyuncu çocuk gibi küstü. işin daha tehlikeli boyutu var. sadece oyuncu küsse iyi. takımın yarısı da bana küstü. işin ilginci aynı mevkide oynayan ve rakip olan defans mevkisindekiler beni destekliyor. kulüpte kalmalı diye. kaleciler, orta saha diğer oyuncuyu destekliyor. verilen söze dikkat. mesela kiralama, satış sözü verildiyse menajer biraz çaba gösterip işlemi gerçekleştiremezse, oyuncu toleranslı. ek süre verebiliyor. forma şansı istiyor "senin mevkinde x çok iyi form yakaladı" diye uyatabilirsiniz. çoğu bu duruma hak veriyor. "evet, haklısın, daha çok çabalamalıyım" diyor.
deneyimli ve eski oyuncudan kaptanlık alacaksanız konuşun. lap diye alınca triplere giriyor. benden iyisini bulamazsın diyebiliyor. tamam deyip ses etmeyip belli bir süre için kabullenirim diyebiliyor.
oyuncularla diyalogunuz hep olsun. yeni oyuncu gelince kaptan konuşsun onla. siz medyada cesaretlendirin. aynı uyruktan bir arkadaşı varsa hemşerine hoşgeldin desin.
liverpool tam bir oyuncu satış mağazası. en altta ilgili fotoğraflara bakabilirsiniz. bir oyuncuyu satmak istiyorsanız 27-28 yaş aralığını geçmeli. talibi çok oluyor. 27'sinde 40m eden oyuncu 30 yaşındayken 10m'ya zorla satılıyor. zaten oyunda belli günler sadece oyuncu aramaya giriyorum. tüm gün oyuncu arıyorum. verilere bakıyorum. tabi kulüp çalışanları da çok önemli. potansiyeli olan oyuncular konusunda bazen yanılıyorlar. ben bu durumu çok sonra fark ettim. adamı 5 yıldız diye alıyorum 3 yıl sonra adamın potansiyel meğer 3 yıldızmış. kötü tahmin yolda bırakıyor. 21 yaş altında satılmayı bekleyen oyuncular dolu. buna da çözüm olarak pilot ve kardeş kulüpler imdada yetişiyor. oyunda mini milliyetçilik ve gerçekteki taraftarlık yapımla türkiye'den iki kardeş kulüp seçtim.
hem onlar kazansın hem ben. tabi böyle uğraşlara girince vakit harcanıyor. olsun, yetişecek bir yerim yok ki. genç kalecimi ve birkaç orta saha oyunucusunu fenerbahhçe'ye, genç forvetleri gençlerbirliği'ne verdim. fenerbahçe kaleci ve orta saha sayesinde şampiyon oldu. gençlerbirliği'ndeki bir oyuncu türkiye kupasında, diğeri ligde gol krallığında 2. oldu. yine de kulüple aynı ülkeden kulüp seçmekte fayda var.
gözlemci, antrenör, hepsini arıyorum. altyapı sorumlusu iyi olmalı. kulübün efsane oyuncularına antrenörlük kabiliyeti de iyiyse iş teklif edin. hatta emekli olmadan önce yani yaşı emekliliğe gelirken etkileşimde bulunup görüşün. kariyerin için antrenör, gözlemci vs ol diye teşvik ediniz. bir de futbol direktörü ile çalışmamak gerekmiş. nasıl oluyor diye 2 yıl çalışmak zorunda kaldım. böyle bir cahilliğim oldu. transferde resmen ipleri eline alıyor. ben böyle olacağını bilememiştim. adam satmak istediğim oyuncuyu ucuza gidiyor, az para alıyoruz diye zorla sattırmamıştı.
mesela 18-21 yaş arası yıldız bir oyuncun var ama kadronda oynayacak kadar gelişmiş değil yani kendisini geliştirip de 1-2 sene sonra takıma gelse fena olmaz diyorsun. geliştirme listesine ekliyorsun. şayet futbol direktörü ile çalışıyorsan(bu şart) o direktör o oyuncuya uygun kulüp buluyor ve kiralıyor. sen para-takım mevzusuna karışmıyorsun.
örnek:
vitor pereira'nın gökay iravul'u listeye eklenmesi giuliano terraneo'nun kulüp bulması gibi
***
ingiltere genç oyuncu üretme, yetenekli isimler ortaya çıkarmada çok sıkıntılı. pek genç yetişmiyor. biraz şansıma birkaç genç oyuncular çıktı. bu yüzden yeni ve kaliteli topçuların çıkması için farklı ligler ara sıra açılmalı. arjantin ve brezilya bu iş için biçilmiş kaftan. oradan çok yıldız çıkıyor, dikkat.
bazı oyuncuları satarken son konuşmada ne zaman istersen gel diyorum. sen varken asla diye artistlik yapıyor. kimisi de göreceksiniz bir gün büyük oyuncu olacağım diye havaya giriyor. basına iddialı bir şekilde, sözlerimi göreceksiniz deyin. ligde karşılaşınca maç öncesi medya soruyor aranız nasıl diye, gerçekten aram iyiyse kötüyse kötü diyorum. çoğu gaza gelmeyen oyuncular. favori personeli ben değilsem zaten her türlü bana düşman. bazen favori olsa da düşman oluyor ilginç.
transfer benim için önemli sadece almak için değil. altta fotoğraflarda da görülebilir. 1.3'e aldığım oyuncuyu 13'e; 16 aldığımı 62'ye sattığım oldu. bu işin keyfi burada. pazarı da kollamalıyız. büyük takım diye arkaya yaslanmak olmaz.
satışından yüksek para getirecek oyuncunun kulüpten son satış yaşı 26-28 yaş arası olmadı. bazı istisnalarda 29'da olur. örneğin, 27'sinde 42m eden isim 30-31 arası 25m 'ya bile satılmaz. karlı bir satış için buna dikkat edilmeli.
oyuncuyu kiralarken ederi kadar para isteyin. geri çağırma seçeneğini açın. bazen işler ters tepip takımda oynatmayabiliyorlar.
victor valdes'i alın. ilk 4 ay sakat olsa da sonra işinizi çok görüyor.
gerçek fm oyuncusu mahareti burada konuşturur. bence goller atmak kupa almak tek başına yeterli değil. oyuncu yetiştirmek. takıma genç isimler kazandırmak önemli. oyuncuya şekil verebilmek güzel bir şey. benim hoşuma gidiyor açıkçası. antreman tesislerinizi geliştirin. çalışan kadrosunu geniş tutmalı. çalışanın kalitesini yukarıda anlattım. bilgi birikimi önemli: https://galeri.uludagsozluk.com/r/748631/+
hangi uyruktaysanız, başlangıçtaki ayarlara göre de tam oluyor. geçmişteki milli oyuncu olmanızın etkisi burada. futboldan emekli olup teknik kadroya geçen oyuncular hangi liglerde oynadıysa o ülke tam oluyor. ligde oynadığınız ülkeye göre zamanla doluyor.
antrenörün özelliklerine dikkat edilmeli. mesela kaleci antrenörlerinin özellikleri aynı olabilir. ama kişinin şut durdurma, kimisinin elle kontrol uzmanlığı olabiliyor. bunlara dikkat edilmeli. antrenör bol ve amacına uygun olmalı ki antrenman is yükü azalsın. azalsın ki futbolcu başına hoca sayısı artsın.
futbolcu antrenman da mutsuzsa ya istemediği mevki için yeni antrenmandadır ya da antreman yükü çoktur. mevkide diretebilir. oyuncunun uyumlu inatçı mi mizacına bakınız. o pozisyona kısmen dahi uygunsa şansınızı zorlayın. mesela, orta saha oynayanı kanat için alıştırırken küsüyor. forveti kanat oynatırken küser. bence çok takmamalıyız. benim takımda da 5-6 mutsuz var. yıldız oyuncular kapris yaparsa endişelenmeli. genç oyuncu mutsuzsa çok takmayın. ilerde 2-3 yıl sonra gelişince ses etmiyor.
antremanda bir ara sıkıntı yaşadım. genç oyuncu eğitimi için deneyimli oyuncudan destek bekliyorum. ben onu eğitmem başkasına ver diyor. bazen çaylak olan kabul etmiyor. artistliğe bak. zorla eğitmen olunca bazıları kendi arasında küsüyor. garip.
bazı antrenörler isteklerinizden ötürü iş çıkmaz, boşuna diyebilir. siz iddialı bir şekilde kesin talimat verin. bazen gelişmese de patronun kim olduğunu görsünler. özellikle orta sahanızı uzun şutlar çekmeye alıştırın. kanat oyuncularınız ve forvetleriniz içe kat etmeyi öğrensin.
oyuncular tek mevkide sınırlı kalmasınlar. yeni mevkiler için antreman yapsınlar. teknik ekip ile 2 haftaya bir konuşun rapor versinler. gözlemcilerinizin kabiliyetine göre dünyanın her tarafına yollayın.
maç öncesi antremanda savunma ve hücum duran top çalışmakta fayda var. çok gol yiyorsanız duran topta sıkı çalışın. büyük takımlara karşı ve iki ayaklı maçlarda gole ihtiyacım varsa hücum organizasyonu çalıştırıyorum.
maddelere iyi dikkat edilmeli. oyuncular arasında uçurum olmamalı. çünkü isyan ediyorlar. benim niye az diye. mesela sterling'le oyunun 2. yılında biraz yüksek bir sözleşme imzalamışım. 275bin haftalık verdim. takımda ondan sonra gelen 170 bin. küsen, tavır koyan oldu. dalgınlığıma geldi. haftalık 400 bin para istiyor vermemin imkanı yok. satsam mı ne yapsam bilemedim 1.5 yıllık kontratı kaldı. hayır sterling hem iyi hem de kulüpten yetişmiş, ingiliz oyuncu statüsünde. adam beni resmen kitledi. daha sonra aynı haftalıkta kalıp maç başına, gol primlerini arttırdım. yeni gelen oyuncu 3 yıl daha sözleşmesi olsa da menajeri iyi oynamasından, kadroda çok yer almasından dolayı sözleşmenin iyileşmesini isteyebilir. siz o esnada oyuncunun temsilcisini kovmasını isteyin. genelde oyuncu temsilciden memnun oluyor ben memnunum der. siz sen bilirsin deyin özür dilemeyin. sonra sözleşmeyi isterse reddedin. sonra oyuncu sizle konuşmak isteyecek. sözleşmeyi arttırmamak istiyorsanız "ben istesem kulüp istemez" seçeneğini seçin. oyuncu "evet haklısınız, en azından benimle ilgilisiniz" deyip işi yırtarsınız.
mesela boca'dan 12m ya oyuncu alacağım oyuncu imza için 8, temsilci 6 m istiyor. hayır bu kadar parayı veririm. ama profesyonellik yapıyorum vermiyorum. çok para. transfer gerçekleşmiyor. juventus bastırmış imza parası 11 almış oyuncuyu. psg, juventus alıyor hep. hani finansal fair play? oyun bence finansal fair play'e pek takmıyor. psg, chelsa, juventus, manchester united, manchester city gibi kulüpler adeta uçuyor.
deneme amaçlı 35 yaşında messi'yi aldım 2.7 m 'ya. oyunu kaydetmeden yani. maç başı 70 bin haftalık maaşı 450 bin istedi. bu paraya ben takımda 3 yıldız oyuncu besliyorum. sözleşmeyi anca böyle kabul etti. gençken ronaldo ve messi gibi isimleri almak hayal. uzun uzun ne istiyorsun benden diye soru soruyor. sanırsın takımı üstüne yapacağız. zaten bu ikili almaya gerek yok. ne oyuncular var piyasada.
sezonun başında geçen sene kulüpte forması çok satanlar açıklanıyor. o oyuncularla yola devam etmek iyi bir gelir getiriyor.
prim konusunda bir taktik geliştirdim. mesela savunmanın ve kalecinin gol yemeyince alacağı prim varsa 4-0, 5-0 ve daha yüksek skorlu maçlarda oyun kontrolümdeyse; savunmayı öne çekerek veya kalceiyi başka bir oyuncuyla değiştirip 1 tane gol yiyorum. ufak para deyip geçmeyin. yılın takımına girme, şampiyonlar ligi kazanma bonusunda sadece 1 euro yapıp maddeyi kilitliyorum. baya kar elde ediyorum pek ses etmiyorlar. bazen haftalığı arttırmak istiyor. bir de kadroya alma maddesini 1 yapmaya başladım. bazı yedek oyuncular kabul etti. şimdi yıldız oyunculara kabul ettirmeye çalışıyorum. bazısı kabul ediyor.
ara sıra, taç çizgisinin oradan aşıttırma yiyorum, delirmemek elde değil.
haksız penaltı sonrası hakemleri hep eleştiriyorum. tribüne gönderildim. 1 maç takımı yönetemedim. yani oyun esnasında hamle yapamadım. benim için önemli bir durumdu. ilk defa başıma geliyor.
bir oyuncuya, kaleciyi çalımlama eğitimi verildi. başarılı oldu. bu kadar zamandır oynuyorum kaleciyi çalımlama pozisyonun sadece 1 kere gördüm. oyunda neden çalım atmıyorlar, ilginç.
ligde ilk 3 sene maksimum 2 minumum 1 puanla şampiyon oldum. chelsea hep ensemdeydi. daha sonraki yıllar makas açıldı. 2 yıl 8 kupanın finalinde elenmek çok koymuştu. bir uğursuzluk vardı. unutulmamalı ki her maç 1 kere oynanmalı !
fa cup'ta çok şanssızım. iş iddiaya bindi ve güç de olsa:
maç başından sert oynama seçeneğini tüm oyunculara seçiyorum. ayrıca bana verilen ipucunu bazen varsa uyguluyorum. daha önce maçı kaybettiğimiz birisiyse, agresif bir şekilde intikam ile gazlıyorum. devre arası, iyi takıma karşı 1-0 öndeysek veya kötü takıma karşı 2-0 , 2-1 gibiysek yine agresif olarak performanstan memnun değilim diyorum. iyi takıma karşı 2-0 veya orta, kötülere karşı 3-0 ise iddialı olarak odaklanın diyorum veya işler değişebilir diyorum. bağırmadan olmuyor.
1. tura, üst tura kalmak isteniyorsa, maç öncesi konuşmada hırslı değil iddialı söyleyin. daha çok motive olurlar.
