şaşırtandır.
bugün tarlabaşı'nda gördüm kendisini. on lira istedi, sigara parası. lan amk senin neyine camel soft dedim. elini yırtık bok kahverengi hırkasının cebinden çıkarıp bana hareket çekti. giderken de deli gibi sevmek ruhumuzda var diye haykırdı. ruhuna sıçayım deyip on lirayı önüne attım. dedim lanet olsun başkalarının ateşiyle ısınanlara. nasıl yaptıysa anlayamadım, kot pantolonunun cebinden orta boy çaykur rize paketi çıkardı. böyle böyle milletten para alıp çay veriyormuş. bi kahveye girdik. elimdeki paketi uzattım. onunla demlemesini söyledim. kahveci arıza çıkardı, müslüm baba siyah şapkasını kahvecinin suratına atıp dalmak için bi hamle yaptı. araya girdim. sonra kahveden sizi sizden çalan toplumdur diyerek koşar adımlarla çıktım. müslüm'ü, kahveciyi oracıkta bırakıp tarlabaşı sokaklarında çamura bulandım. bi kaç saat sonra çığlıklar atarak kahveye geldim. kapıyı açtığımda çaydanlığı sıvazlıyorlardı. tırstım, geri kaçtım.