aynı şarkıyı defalarca dinleyip sözlerini ezberleyememe durumudur şu an takındığım davranış biçimi. ortada bir kaygı var. ve ardından acı, keder, hüzün... hepsi bir arada. sanki kapı çalınacak hadi gidiyoruz denecek. peki hazır mıyım? hayır. korkuyor muyum? evet, çok hemde.
ölüm bu karşında ki ona karşı ne kadar süre dimdik ayakta durabilirsin ki?
kendime kızıyorum aslında. kendini bilip yarım akılla yaşadığın sene ise ''koskoca 13 sene''. peki ne yaptın? 2-3 senesini ateist olarak geçirdin ha onun öncesinde mükemmel olduğum söylenmez. ya sonrası? sonrası işte; tekrar doğru yolu bulduğunu düşündüğün günden sonra ne yaptın? ne kattın kendine? daha mı çok yardımsever oldun? daha mı çok anlayışlı oldun? günün hangi vaktinde kalkıp düşünebildiğin bir beyin ve hareket edebildiğin uzuvların için yaratanına şükrettin? güzel şeyler istiyorsun, mutlu olmak istiyorsun? Bunun için önce ne kadar şükrediyorsun kendine? fazlasını istediğin, hatta senin için en hayırlısının bu olduğunu aklının ucundan bile geçirrmiyorsun değil mi?
bir gün yaşadığın beden toprağa karışacak. bi halta benzemeyecek suratın, çürüyeceksin ulan! herkes birbirine benzeyecek toprak altında. bunları bilerek yaşa! aslolan hayatın burası olmadığına inandırmışsın kendine, ama pratik yapmamışsın.. sonuç ise yine hüsran.
çevrende o kadar iyi insanlar var ki birisi yanlış yorumladığı kur'an'ı kerim'in müslümanların kutsal kitabının ardından, yaratan allahın adıyla yazılmış kitabın ardından, yine allah'ın adıyla adam öldürüyor. birisi müslümanlık adı altında insanları dolandırıyor, hak yiyor, haram lokma yiyor. bu kadar şey yapmalarına rağmen onlar için de dua etmelisin. allah onlara doğru yolu göstersin. hepimize göstermeye çalıştığı gibi. ama onlara daha çok göstersin. onların daha çok ihtiyacı var...
kalk ayağa! silkin, seni kaplamış kötülükten uzak dur bunu yaparken de korkma. sev, daha çok sev. her zamankinden daha da çok sev. çünkü sevgi büyüdükçe çoğalır...