otuzüç yıldır aktif ankaralı olarak yanlış önerme olduğunu söyleyebileceğim söz. ankaralı olmakla annkara'da olmak arasındaki farkı bilmeyenler için anlatayımda dinleyin.
ankaralılar hep başka şehirlerin özlemiyle yaşarlar. sanki nereye giderlerse gitsinler hep buraya dönmüş olmanın verdiği bir mahçubiyetle kendilerini tavuk kümesine düşmüş ördek gibi yabancı hissederler.
başka şehirlerde ankaralı olmak prim yapsada burada işe yaramaz.
ankaralı dediğinde ağzından düşürmemen gereken kelimeler vardır. ortaaam, abisini, ablasını, la, bebe, bahele, anımım gibi kelimeleri kullanmak başka şehirlerde "ay ne güzel ankaralı ağzıyla konuşuyosun" yorumuna neden olsa da burada bu tarz konuşanlar aşşağlanır, hor görülür, seviyesiz kültürsüz cahil sayılır. samimi değildir.
ankaradayken ankaralı olmaktan utananır ankaralılar. çayyolunda, tunalıda, bahçelide başkalardır, sakaryada, olgunlarda, ulusta başka. samimi davranmazlar oldukları gibi olamazlar.
çankaya otobüsünden ulusta indiğiniz anda yürüyüşünüz, duruşunuz hatta ses tonunzu bile değişir. sessiz harflerin üstüne basa basa konuşmaya başlarsınız. böyle kaypaklıkta samimiyet aranmaz.
evet kaypaklıktır. ankaralı gizler ankaralı olduğunu. yüzüne bakmadan konuşur insanın, arkasından bakmayı, söylenmeyi, kavgadan sonra "la iki tane çakamadımya la" demeyi sever.
tek başına kavga etmeyi sevmez, adam toplar adam yığar, "bekle amınım bekle" der kavga ederken.
filmlerden dizilerden görğünüz delikanlı ankaralılar yoktur. yolda yürürken yanınızdaki kız arkadaşınıza bakmasınıda bilirler, sizi aşşağlayacak en ufak bi harekette onun kalbini çalacağını sanmayıda.
öyle gri felan değildir ankara. bildiğin renksizdir. her renk o kadar kendini unutmuştur, kendinden soğumuşturki, bi rengi, bi duruşu, bi şekli şemali kalmamıştır.
öğrenci şehri, memur kenti felan yalandır. üç bş mekanda görürsün öğrenci yoğunluğunu, memurlar da sadece öğlenleri görünür sokakta. onun dışında kimdir, nerelidir, ne iş yapar bilinmez binlerce insan vardır sokaklarında.
aynı tip giyinmeyi sever ankaralılar. kızlı erkekli tek bi tornadan çıkmış gibidirler. metro altından alınan tüm kıyafetler birbirlerine benzetir onları. kendi modasını oluşturmuştur. metronun altındaki dükkanları kapatın çırılçıplak kalır ankaranın gençler.
bildiğin sokaktan yürüdüğün, bildiğin mekana gittiğin srece sorunsuz yıllarca yaşarsın ankarada. en ucuz birayıda içersin, gecenin üçünde en güzel köfte ekmeğide yersinn, ama bilmezsen nereye gittiğini, masaya milyarlık hisap ta bırakabilirsin.
yani sözün özü samimi değildir ankaralılar. samimiyetten uzak kendinden uzak, kim olduğundan uzaktırlar. ankaralı olmayı başaramamış, ankaralı olmaktan gurur duyan yabancılardır.