Bize verdiğin uzunca fikirlerden dolayı teşekkür ederim. Uyumayan, bakar kör olmayan bir insan olduğun için de ayrıca övüyorum seni. Öncelikle yazıda yanlış bulduğum noktalara -buna anlamadığım ya da anlatamadığın noktalar da diyebiliriz- değineceğim. Daha sonra ise bu konu hakkındaki bana ulaşan bilgiler doğrultusunda fikrimi açıklayacağım.
Mantığı reddetmeden tanrının olmadığını ispatlayabileceğimizi söylemişsin ancak sonra reddedilirse de ispat edebiliriz demişsin. Bu hoş; ispatını bekledim ama şöyle bir cümle kurmuşsun: " ..zira basit bir mantık sınavından bile geçemeyen bir iddianın zaten gerçekle bir alakası olamaz. " mantığı reddedersek bile demişsin ama bu cümle sanki olmamış, haksız mıyım? Sözüm "gerçeklikle bir alakası olup olmaması" değil. mantığa uymasa bile deyip, mantık sınavı demişsin.
Neyse geçelim bu kısmı, Bir eylemi yapmadan önce onu istemek gerekir, haklısın. bir insan olarak ben böyle yapıyorum, sen de. ve bu tahlille biz tanrıya insan motifi vermiş oluyoruz. tahlillerini hristiyanlığın temelleriyle inceleseydim sana hak verebilirdim. bu motif islam dininde biraz problem çıkartır - pardon biraz değil büyük bir problemdir, çünkü bu, bilginin tanıttığı allah ile ters düşer.
Geri kalan kısmı hayvanlar ile kıyas yaparak anlatmak istiyorum - bitkiler ya da böcekler her neyse. sevilme ihtiyacı duyarak arzuladıklarından mı yaptıklarını yaparlar? Tahliller hoş ve doğru ancak insanlar için.
Bu arada huni için, ".. bir ihtiyaç gibi görünmeyebilir ama ona göre bir ihtiyaçtır. " demişsin ama neden ihtiyaç olduğunu açıklamamışsın.
Her arzu bir ihtiyaç karşılığında olmaz. ihtiyaç doğrultusunda insan arzu edebilir, ancak bu her zaman söz konusu olmaz. her arzu bir ihtiyaç sonucu olsaydı robot gibi yaşam dolayısıyla da bilinçli eylem dışı olurdu. Eylem bir istek tarafından olur, tanrının istemesi ve yapması yahut ol demesi olması -buna her ne dersek- ikimizinde fazla karşı çıktığı bir durum değil anlaşılan.
Benim fikirlerime gelecek olursak, genelde pek tanrı kelimesini kullanmam. inancım gereği tanrı, yani arapçasıyla ilah, olarak bir allah tanımı yapılmış. dolayısıyla bu kelimenin çevirisi tanrı olamaz. Baştan gelelim, eğer bir tanrı varsa ve bu tanrı ilk sebebi başlatıyorsa sebeple başlamış olamaz - sonuçlar da onu etkilemez. Bu sebebi başlattığına göre, sonuçlara benzemez. Öyleyse bizim onunla iletişimimiz, ancak onun istemesiyle olur. Ve bu istek onun ihtiyacına bağlı değildir. (Çünkü her istek ihtiyaç sonucu oluşmaz) Onun hakkında bilgi sahibi olacaksak bu ancak onun anlattığı kadar olur. eğer anlattığı ya da anlattı denilen şeylerde mantıksızlık, çelişki, ihtilaf varsa: insan kaynaklı uydurma olduğunu gösterir.
Tanrının olmadığının ispatlanabilir diye gelmiştim. Ancak şahsen ben bunları yeterli bulmadım. Arzu-ihtiyaç ilişkisinin her zaman olmadığını söylersem de yazındaki zincir ortadan kopuyor ve sonuca ulaşamadan kalmış oluyorum.