kadın ve erkeğin arkadaş olamayacağı gerçeği

entry74 galeri
    65.
  1. bir zamanlar "hadi lan ordan" diyeceğim şeydi. şimdi öyle düşünmüyorum, ya da bu sadece benim için geçerli. kısa entry okumak isteyenler burda bıraksın, hikayemi merak edenler okumaya devam etsin.

    10 yaşımdan beri yanımda olan bir arkadaşım vardı, aile dostumuzdu aynı zamanda. onunla büyüdüm sayılır, en iyi ve tek arkadaşımdı. birbirimizi öyle çok severdik ki, yemek yerken bile ayrı kalamazdık. o hep yemeğini alıp bize gelirdi, beraber yerdik. büyüdük sonra o okumak için yurtdışına gitti, ama irtibatı asla kesmedik. ben tiyatro ile uğraşıyordum, zordu ama başarmaya çalışıyordum. pek cesaretli değildim, hoca bana "çekindiğini biliyorum ama yakında cesur sahneler içeren bir tiyatro oyunu hazırlayacağız" tamam dedim ben bu işi yapmayı aklıma koymuştum. provalara başladık, önemli rollerden birindeydim. hoca "burda çocuğu öpmen gerek" dedi, çekinerek dudağından öptüm ama olmadı hoca beğenmedi. hiç gerçekçi değilmişim, sanat utangaçlığı sevmezmiş gibi şeyler söyledi. prova çıkışı bana şöyle dedi "en kısa zamanda bu gereksiz utangaçlığını bir kenara bırakıp seyirciyi inandırmak adına sanat adına kendini geliştirmelisin. şu öpüşme işini de hallet, artık sevgilinle mi egzersiz yaparsın ya da başka biriyle mi orasını sen bilirsin. ama gerçek bir tiyatrocu olmak istiyorsan, bunları aşman gerek"

    sevgilim yoktu, sevgiliye ayıracak zamanım da yoktu. arkadaşımı çok özlemiştim, senelerdir sadece internet üzerinden konuşuyorduk. iki gün içinde geleceğini söyledi, kesin dönüş yapıyormuş. sevinçten havalara uçtum derler ya aynen öyle, dış görünüşü çok değişmişti acaba karakteri de değişmişmiydi? havalanına giderken hep bunu düşündüm, uçağı indi heyecandan ölüyordum. uzun boylu, ince ve fit vücutlu, siyah saçlı, güzel giyimli bir adam yaklaştı bana. gönderdiği fotoğraflardan nasıl değiştiğini biliyordum ama canlı canlı karşımda durması bambaşka bir şeydi. gözlüklerini çıkarınca bal rengi gözlerine kilitlendim, sanki şoka girmiştim. sıkıca sarıldı ve "beni özlemedin mi" dedi. ben daha olayın şokunu atlatamamıştım ki ona sarılayım. neyse hemen eve gittik, annesi güzel bir sofra hazırlamış oğlunun şerefine. annesi ve babası beni görünce çok mutlu oldu, yine eski günlerdeki gibi birlikte yemek yedik uzun uzun sohbet ettik.

    artık hiç ayrılmıyorduk, hep yanımdaydı. tiyatroya birlikte gidiyor, prova çıkışı yemek yiyor bol bol geziyorduk. oyun günü yaklaşıyordu ve hala hazır değildim, hocanın dediklerini düşünüyordum sürekli. arkadaşım bana niye düşünceli olduğumu sordu, her şeyi anlattım. o da "benimle çalış, ben sana yardım ederim" dedi. şu hayatta sadece ondan çekinmiyordum ama çok tereddüt ediyordum.

    arkadaşım - hadi ama sen de o muhafazakarlardan mı oldun yoksa (gülerek)
    ben- hayır ya
    arkadaşım - o zaman niye çalışmaya başlamıyoruz? çok az zaman kaldı ve ben arkadaşımın hayallerinden vazgeçmesini istemiyorum. bu profosyonel bir iş, çok ciddi olacağız (gülüyor)
    ben - (şaka yaparak) arkadaşımla öpüşmek her zaman yaptığım şey değil beyefendi
    arkadaşım - beni oyuncu koçun olarak düşün, hem sevgilin bile yok ki başka kiminle çalışacaksın?
    ben - doğru yok ama bulurum
    arkadaşım - öpüşmelik sevgili aranıyor diye ilan ver istersen, daha çabuk bulursun
    ben - dalga geçme (omuzuna vurarak)
    arkadaşım - sen çok uzattın ama kalk hadi provaya başlıyoruz!!

    ayağa kalktık ve birbirimize yaklaştık, onu öpersem kendimi kaptırmaktan ve olayın başka boyut almasından korkuyordum. burunlarımız birbirine değiyordu, o çok ciddi bir şekilde ne yapmam gerektiğini söylüyordu. önce hafifçe hareketsiz duran dudağımdan öptü, "hadi şimdi sıra sende" dedi. ben de hafifçe öpmeye çalıştım, "sen böyle öpüşüyorsan hoca çok haklı sana fırça çekmekte" belimden tuttu ve gözlerimin içine baktı

    arkadaşım - partnerinin gözlerinin içine bak, onu öperken tutkulu ol. nefesini kokusunu hisset, ve gerçekçi olmaya çalış
    ben - işte sorun bu zaten gerçekçi olamıyorum
    arkadaşım - seksi bir erkeği hayal et o zaman, onu öpüyormuşsun gibi yap.
    ben - tamam bu sefer yapıcam
    arkadaşım - hadi tutkulu bir şekilde öp beni
    ben - öperken o da karşılık verince daha iyi öpüşmeye başladık, dudakları öyle güzeldi ki. ellerimi saçlarının arasında gezdirmeye, daha da tutkulu öpmeye başladım. sonra birden durdum
    arkadaşım - işte bu, sahnede bunun yarısı kadar tutkulu olursan yeter.
    ben - aklımdan, "hiç etkilenmemiş gibi davranıyor" acaba bu onun için sıradan bir şey mi diye geçiriyordum.

    oyun günü beni seyretmeye gelmişti, ön sırada oturuyordu. daha bir heyecanlanmıştım, oyun başladı ve benim sıram geldi. çok iyi gidiyordu, benim partnerimi öpme sahnem gelmişti ve heyecanım ikikat artmıştı. onun sözlerini hatırladım, "başka birini hayal et" ben de onu hayal ettim ve başardım. yanma kulise geldi, sıkıca sarıldım, başımı göğsüne dayadım

    ben - nasıl iyi bir öğrenci olmuş muyum? (gülerek)
    arkadaşım - çok iyi hem de, tebrikler (saçımı okşayarak)
    ben - gidelim mi?
    arkadaşım - dur sana sürprizim var daha
    ben - tamam ama benim sana söylemem gereken bir şey var, sonra açıklarsın sürprizini
    arkadaşım - yakında nişanlanıyorum
    ben - nasıl yani, senin hoşlandığın biri bile yoktu ki (gözlerim doldu)
    arkadaşım - yeni daha, sana bile söylemedim. bu gün için sürpriz yaptım (neşeli bir tavırla)
    ben - nasıl bana söylemezsin! (sinirlenerek)
    arkadaşım - özür dilerim sevineceğini düşündüm
    ben - senin için kimim ben?
    arkadaşım - en yakınım, sırdaşım. niye soruyorsun ki? (bağırarak)
    ben - peki en yakınına niye hiç bir şey söylemedin! (aslında sana aşık oldum demek isterken bunları dedim)
    arkadaşım - sen kıskandın mı beni? endişelenme sen hep en yakın arkadaşım olarak kalacaksın, yani bir yere gittiğim yok. sadece nişanlanmak istediğimi söyledim, yine gezicez yine birlikte bir sürü çılgınlık yapıcaz
    ben - seviyor musun onu?
    arkadaşım - evet, gördüğüm ilk andan itibaren karım olmasını istiyorum
    ben - tamam (ağlayarak) beni eve bıraksana
    arkadaşım - niye ağlıyorsun deli kız (gülerek)
    ben - seni damatlıkla hayal ettim, böyle şeyler hep duygulandırıyor beni ..

    eve gittim ve kapının önünde saatlerce ağladım, uyuya kalmışım oracıkta. hasta oldum, müstakbel nişanlısı ile ziyaretime geldi. içim kan ağlayarak nişanına gittim, zorla düğününde şahitlik yaptım. ben onun en yakın arkadaşıydım çünkü, sonra eşyalarımı toplayıp doğup büyüdüğüm şehri terkettim. telefonlarını açmadım, görüşme isteklerine yanıt vermedim, düğünden sonra hiç görmedim. o benim çocukluğum, ilk ve tek arkadaşım, ilk öpücüğüm, ilk aşkımdı. onu çok seviyordum ve onu ben hakediyordum ama her hikaye filmlerdeki gibi mutlu sonla bitmiyor ..
    12 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük